2 Nisan 2018 Pazartesi

HİÇ..

Ne mi yapıyorum..
Onu ben dahi bilmiyorum.
Fazla uzağa gitmiş olamaz diyorum özüm..
Bir ağacın tepesinde bazen bazen de sahilde yakalıyorum onu tam zamanında atlayacakken denize tutup getiriyorum kulağından
Bazense saklanmış bir köşede buluyorum onu,
ağlamaklı kaldırıp nemli gözlerini bakıyor bana acımtırak
Tutup bastırıyorum onu yüreğime..
Acısını alıyorum.
Sever çiçekleri diye çiçekler ekiyorum.. gülümsesin hüznü
Güzelleşsin dünyası istiyorum
Koşuşturmaca işte...


DÜNYAN NE KADAR..

Algıladığım, yaşadığım, hissettiğim kadar var bu dünya
Onun bende ki seyri kadar
Baktığım pencere, tuttuğum el
Çektiğim derin bir aah kadar
Aklına oturttuğun, kalbinde açtığın alan kadar
Sende kalan, sende yanan alev kadar dünya
İçin kadar aslında..
Sen zengin bir dünyaya sahipsen  zengin..
sen dar bir sarmalda yol alıyorsan fakirdir dünya
Ne demişti Hayyam
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok..


1 Nisan 2018 Pazar

GÖNLÜMÜ ÇALANDA..

Bana nasıl baktığını siz görmediniz
Gözleriyle bir efsun dağıtıyor
Kontrol alanına giriyorum
sesinden damarlarıma yayılan ses dalgalarını hiç demiyeyim
Elim ayağım boşalıyor
Bana uydururken o şarkıların sözlerini benliğimin silikleşmesi ve kaybolmam..
hiçlikte bulunmuş bir mucize gibi
Kalbimde korkarak taşıdığım incinmeseninden ve bu rüyanın son bulmasından
Tarifsiz bir korku..
Tarifiz bir aşk bana yaşattığı..

MUTLUYMUŞ GİBİ..

Nerdeyse gülümsemeyen fotoğraf koymayan yok aramızda, hepimiz muntazam gülüp üzerine filtreyle de mükemmel görünüyoruz fotoğraflarda. Ama insan gerçekten, içten gülerken çirkin olur. Yapmacık gülüp, mutluluk pozları kasıyorsunuz.. niye bilmiyorum ama bende yapıyorum bunu. Sahteyiz dimi yeterince..

MASKE..

Acısına makyaj yapmıştı kadın
Ağlama izlerine fondöten, kapatıcı ne bulduysa çalmıştı işte
Saçlarını yolmuştu gece sabaha üzerini düzleştirmişti
En sahte gülüşünü takmıştı yüzüne
Dik duruşuna katkı olsun on cm yardım almıştı
Üzerine sinmiş tütün kokusunu da parfümle bastırmıştı
Hazırdı aranıza karışmaya
Içindeki fırtınayı istifleyerek..
Tam takır, şıkır şıkır..
gitti..

BATAN GÜN..

Günü yine batırdık bilmem kaçıncı kez
Yoluda baya yarıladık hani
Kaça kaça içimize..
Saklanıp kalbin bir odacağına
Devirdik işte.. önce bir günü belki sonra da koca bir ömürü..
Sonra acıyı da dökeriz ortalığa
Ortaya histerik kahkahalarla
Bir büyüğü daha devirdik mi
Sabaha yeni bişey olur mu acaba umuduyla yaşarız diyorum yine ne dersin..
...
-YAŞARIZ!!!



SAYGILAR EFEM..

Hatırı kalmamış bir şeyler
Yüzden düşmüş kırık parçalar
Kısır döngü buhranı
Içinde kokuşmuş niyetler
Üstüne vicdan bile kasılmamış haklılıklar
Ardı bozuk, önü bozuk ruhlar
Yarayla alay etmiş, bant olmaz insanlar
Maddecilik boyutunu aşamamış kanımca aşamayacak cüceler
Kalbi çürümüş, kokusu etrafı sarmış kendinden bir haber siluetler
Her şeyi biliciler, kurnazlar
Az seviciler, dünyalık rahat ediciler
Pofpoflanma arzusuyla çakmak çaksan patlayacaklar
Gülüyorum hepinize kocaman gülümsüyorum
Saygılar efem.





Arzuhal

Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi Manasız anlamlar kurgulamak belki  Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum Bu zor kaygan ze...