24 Ekim 2025 Cuma

Kirli ıslak kedi..

Şapkamdan da nefret ediyorum 
Yerde ıslak korkmuş bir kedi gibi şimdilerde eserekli ruhum
Rujlu sigara izleri ile dolu kaldırımlar pavyon güllerinden dökülmüş
Ve evet, paltomdan da nefret ediyorum 
Dalar gider kim bilir
Şimdi çocukçasına sesler
 Bilin bütün kimseler 
İğreniyorum sizden
Kabullenişlerinizden, yılışık sevgilerinizden
İğrenerek seviyorum saçlarınızı
Bileklerime kolonya misali
Tutuyorum elinden kitapların 
Bir onu seviyorum 
Bir de sessiz akşamları 
Ve nefret ediyorum kol saatimden
Mutlu yalanlar gibi sarıyor dört bir yanımı
Boğuluyorum.. boğuluyorum.
Yalancı gösterişli sevgiler misali 
Hep biraz eksik kalırım ben
Kinlenmeden diyorum affedin:
Bilin nefret ediyorum her birinizden ayrı ayrı.

Karanlık Uçurtma


Karanlık sokaklara inat
Uçurtmalar sürdük zifiri karanlıklara
Özlemi daha fazla sevdik belki kişinin kendisinden
Umudu hep sol cebimize iliştirdik
İncitmediysek de karıncayı
Hani pek de sevmedik bu hayatı 
Hür şiirleri omzumuza apoletler yaptık 
Kendini gerçekleştiren felaketler yarattık 
Bu yüzden kalmadı bizden yarınlara bir sanı
Dövüştük fikirden şövalyeler gibi onurlu
Hep biraz yalnızdık hep biraz sıkıntılı 
Hep biraz umuda hasret hep biraz meşrep

24 Eylül 2025 Çarşamba

Üşümek bile üşüyor

Ben çok uzundur üşüyorum 
Bir ben değilim ama 
İnsanlar üşüyor, ayrılıklar üşüyor
El örgüsü kaşkol üşüyor 
Dört duvarı soğuk karakollar üşüyor
Annem ağlıyor, gözleri karakışta
Yankılanan ayrıksı ayrıntılar 
Camlar üşüyor, terzinin iplikleri kadar değil ama
Paltom üşüyor
Rutubetine hissizliğim 
Duygusuz bakışlar üşüyor 
Duvarlar üşüyor saatlerce bakıp boş sorular sorduğum
Gülüşler üşüyor,öpüşler üşüyor 
Ötüşen kuşlar üşüyor 

Hayat bilgisi derslerindeki mandalina
Tezat sıcaklığı minik ellerin
Çocukluğum üşüyor 
Ailem yok,olsa olsa Antartik
Yıllardır anarşik ve çıkıntı sorgular gibi 
Zifiri kışta güneş üşüyor

10 Haziran 2025 Salı

Arzuhal

Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi
Manasız anlamlar kurgulamak belki 
Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum
Bu zor kaygan zeminde arşınlamak istiyorum
Açmak değil kırmak pencereleri
İnsana rağmen, yaşama karşın umutla yaşamak 
Taşımak istiyorum ahengini doğanın 
Lakin içimde bir acı sonat ılgıt ılgıt iner ..
Dolar ruhumun en zayıf ücralarına
Artık kulaklarımı kanatırcasina kapatmak
Ve inanmak istemiyorum, inanılır yalanlara
Unutmak değil hatırlamamak en yeğ
Katlanılır duygular istiyorum ferah bir bahar sabahı gibi yüzümü okşayan 
Yorgun ufka elemli bakışlar gibi inzivalar bırakmak istiyorum 
Çok şey mi istiyorum ey Tanrılar 
Çok mu şey?

10 Ocak 2025 Cuma

8 Ocak 2025 Çarşamba

Antidepresan şeysi

Yalnızlık bana has bir senfoni gibi
Nereye gitsem yükseltiyor tonunu
Bense aidiyetten yoksun
Kaybediyorum yolumu
Gözyaşlarım değiştirmiyor hiçbir şeyi 
Acılar içinde kıvranıp duruyorum
Beni kimse anlamaz biliyorum 
İnsanın sorunu içinde olunca kaçamaz görüyorum 
Sürekli yorgun bir şekilde sürekli bitkin
Bitap düşmüş bir ruh içinde beden 
Uykular sarmaz yarasın,saramaz
Yüreği dağlanırken yalnız başına 
Kimse onu anlamaz,anlayamaz
Nereye gitse fazlalık gibi hisseder insan
Der ki herkes herkese liman
Ben yalnız başıma bir boğuk derya 
Ne olursa olsun elin umru olamaz 
Sessizce içine çöküyor insan bu yüzden 
Belki de sebep arıyor sadece 
İnsan bilinçli hataları seviyor belli ki
Kahvaltısı, yalnız ve karanlık sofrada
Biraz antidepresan ve kahve misali 
Yumuşatsa keşke boğazındaki acı düğümü 
Boğazındaki düğümler ilmek ilmek boğuyor insanı
İnsan en çok aradığını kaybediyor
Hayat en çok özlediğini uzak tutuyor
Ve ruhunu eskitiyor , yaşlı pazar tezgahları gibi
Kaçmak istiyor omzunda hatıraların yükü 
Kaçsa da kurtulamıyor kaçsa da

Kirli ıslak kedi..

Şapkamdan da nefret ediyorum  Yerde ıslak korkmuş bir kedi gibi şimdilerde eserekli ruhum Rujlu sigara izleri ile dolu kaldırımlar pavyon gü...