3 Ağustos 2017 Perşembe

FİKRİ KIDEMSİZ ŞİİR

Bir gece kondu mahallesi içim
Çarpık kentleşmiş düşünceler, yetersiz alt yapı..
Rütbesi yetersiz fikirler yeşeriyor beynimde..
Sorgulama kıtlığı çekiyorum nicedir.
Bitmeyen şafaklara yatmışım kalkmışım
Her yerime sinmiş bir huysuzlukla
Kimseye değil kendime zararım
Günün her anında yorgun düşmüş
Hayata düşük kıdemimle
Fikrimi beyan etmeye cürette bulunmuş
Peki diyerek hep gerisin geri gitmişim
Icimin karanlığını tırnaklarıma da sürmüş
Gökkuşağının ucundaki hazineyi düşlemeye devam etmişim..



2 Ağustos 2017 Çarşamba

YOL YAPTIM SANA

Sana yol yaptım anlıyormusun
Göğsünden semirdiğim aşkınla
Bütün ihalelerimi sen kazandın
Attım laikliği içimden herşeyi senle karıştırdım.
Adaletimin terazisi hep sana ağır geldi
Sana yol yaptım damar yolu double double
Tüneller açtım kalbinden kalbime
Ne demek sen ne yaptın?
Yol yaptım yol.

Kimiz biz..

Niye herşeyin, herkesin acısını biz taşıyoruz.
İnsan olmak bunu gerektirmiyor mu sence.
...Haklısın.
Elin kanıyor ne oldu eline. boşversene acımıyor sadece kanıyor abartmasan diyorum. İçin daha çok acıyor dimi.
 Bu yaz ki yaz dizilerine dikkat ettin mi  hiç, gelişme var kimse asonserde kalıp kriz geçirmiyor falan. Evet büyük gelişme level atlamışlar. Yine daldan dala atlıyor sözlerin bana bile söylemediklerin var. Biliyorum ama kendime itiraf etmemi bekle. Bu tavrını biliyorum. İtiraf etmek zaman alıyor güçlü kıılıyor seni. İlk bir çarpılmış gibi elin ayağın boşalıyor ama iyi çabuk toparlıyorsun.
Atilla ilhanın dediği gibi bir akşam üstü aniden yorulmadım ben, sabahın köründe günün ortasında da yoruldum. Boş ver artık üzme yorma kendini. Haklısın üzülmenin bir boka yaramadığını öğrendim. hadi gün batıyor yak üç mumunu. Tamam vakitte nasıl geçtiyse. Bak benle zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsun. Hocam biz bu kadar karamsarlığı ne yapacağız işssiz, aşksız, adaletsiz binlerce genci. Umutsuz nesil , güzel günlere inanmıyorlar. Sanki sen çok inanıyorsun. Ama ben bütün mermimi kullandım, lazım olsun yine kullanırım. Dediğin gibi bunlar hep belediyenin şerfsizliği.
Arkadaşa Cemal Süreya'nın  bir kaç şiirini gönderdim sevdim dedi. Bende ona o da seni tanısa severdi dedim ama gerçekten bütün şairler tanısa severdi Bucuyu. Onun sesinde hayat var, neşe var, ne dersin.. Kesinlikle anlamayanlar utansın o vakit. Utansın.
Utansın!!
Mumlarda akşam üstlerine ve geceye ne yakışıyor dimi. Hadi bana şiir oku. tamam Turgut Uyara ne dersin. İşte buna harika derim.


Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzlugundan insan soyunun
sevgim aciyor
Biz giz dolu bir sey yasadik
onlar da orada yasadilar
Bir dagin çarpikligini
bir sevinç sanarak
En basta mutsuzluk elbet
Kasaba meyhanesi gibi
Kahkahasi gün isigina vurup ta
..........
.........
Yalnız bu şiirde en çok 'Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar... 
dizelerini seviyorum. Nedir bu manasız kavgalar sonu toprak olduktan sonra. Geberip gideceğiz ne bu  çivi çakacakmışız tavırları anlamıyorum. Ben zaten çoğu şeyi anlamıyorum ya neyse.

31 Temmuz 2017 Pazartesi

BAHTSIZLIĞIN ANATOMİSİ

Kuş olsam kafese koyarlardı avcılar
At olsam vururlardı seyisler
Ağaç olsam göz koyarlardı rantçılar
Kitap olsam yakarlardı amcalar
Aşk olsam verem olurdu nazlı yar
Yol olsam bent olurdu karlı dağ
Ses olsam keserlerdi yancılar
Mitos olsam lanetlerdi Tanrılar
Çiçek olsam sulamazdı ablalar
Bahtsızlığımın kırgınıdır hep bu cümleler..











SEN HİÇ..

Sen hiç umudundan vuruldunmu.. bir elinde bebeğinin kopmuş bacağı, diğer elinde bebeği ağlayan kız çocuğu gibi kala kaldınmı.. Sen hiç yeniden yeniden hayaller kurup, onların domino taşları gibi yıkıldıklarını izledin mi..
Sen hiç ağzın laf doluyken hepsini yuttun mu?
...peki şimdi ben sana tek bir soru soracağım. Sen hiç kendinden başka insanlar için yaşadın mı, kendinden başka hiç birşey düşündünmü? ne biliyor mususun en acısı ne.. ben kendimden geçtim.

29 Temmuz 2017 Cumartesi

RESİMDE KAYBOLMAK

İnsanların az uğradığı, tenha yerler ne kadarda muazzam görünüyor.. İnsanlar dokundukları her yeri katlediyorlar. Arabayla Toroslar'dan aşağıya doğru iniyoruz, zemin kaygan bu sebepden yavaş yavaş ilerliyoruz. Yol sağlı sollu çam ağaçlarıyla çevrili.. yeşilin üzerinde bembeyaz kar, doğa nasılda ahankli duruyor. Bir kartpostal gibi.. İnsan bu büyüleyici resimde kaybolmak istiyor.
ve bu yolda trafiği durdurabilecek tek şey, onlarca keçi düşünebiliyor musunuz. Sadece keçiler için durduk yol boyunca, onların geçmesini bekledik. Etrafta bir kaç tane yörük çadırı ve yanakları al al yörük çocukları var. Yanaklarının al allığı yelden mi, sağlıklı beslenmeden mi bilmiyorum ama  allıklı gibi durdukları kesin. Gözüme dağa doğru bir patika ilişiyor birden, içimden bir ses in burada ve dağa doğru koş kaybol diyor.. sen doğadan geldin, doğaya aitsin, git özüne dön diyor...
Herşeyden ne kadarda uzak; bir tane beton yok, kariyer planları yok, üstüne üstüne geliyormuş gibi olan insanlar yok diyorum.  Arabanın penceresini açıp içime derin derin temiz oksijen çekiyorum. Resmen beni çarpıyor. Bütün hücrelerime doluyor. Vücudama gerçekten saf ve temiz oksijen doldurmayalı ne kadar olduysa. Evet, huzur huzur huzur bu.. soluduğum havadaki şey huzur olmalı diyorum. Anne karnıda böyle bir yer olmalı diye düşünüyorum. Ve aklıma livanelinin daha yeni okuduğum kitabından beynime kazanan şu sözler geliyor 'anne bende ki öyle bir huzursuzluk ki beni bir daha karnına soksan huzur bulamam' diyor. Acıyorum.

27 Temmuz 2017 Perşembe

UYANDIRMAYIN

Tazecik dalında kelimeler, buram buram bahar kokan..
Gidilmemiş yerler, el değmemiş kitaplar,
Yeni sözler lazım bize, daha önce hiç söylenmemiş
Sıyrılıp kurtulmak, replikleri belli bu hayattan.
Gün batımına kadeh kaldırmak gibi ihtiyaçları var bünyemizin
Aglamalıklı herşeyi yitirmek
Kalkma zamanı bize endeksli sabahlar..
Hikâyeler gerekli mutlu sonsuzlu
Papatyalar çimlerde bütün zerafetleriyle
Raks etsin gençler, kemanımla sana bir ses verebilseydim eğer ezgileriyle..
Uyandırmasın şimdi kimse bizi bu seraptan.. Rüzgar öpsün saçlarımızı..



Arzuhal

Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi Manasız anlamlar kurgulamak belki  Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum Bu zor kaygan ze...