4 Mart 2018 Pazar

PENCERE KENARI..

Bir pencere kenarı durgunluğu
Diktiren bakışları bir noktaya
Derin nefesler bıraktırılan
Boşluklarda ki o hazmetme, akıldan süzme çabaları
Toy dalları besleme
Başı güneşe doğru uzatma
Yağmurda dinginleştirme belki
Ömür sığdırma, akılı tutup elinden yürütme
Kendini bir ölçme tartma
Evrende ne kadar varım
Hani belki o kadar da önemli değilimdir geçişleri
Ama ne olursa olsun pencere kenarı peyzaj çalışmaları
Bu önemli.

3 Mart 2018 Cumartesi

İÇİNİZ DÖKÜLDÜ..

Lafı söyleyip söyleyip pardon içim döküldü dediğinizi
Olmadık insana olmadık şeyleri histerik bir boşalmayla anlatıp
Için için pardon içim döküldü dediğiniz duyuyorum.
Devam dökülmeye. ;)

KADIN İSTERSE YAPAR!

Geceleyin sokaklarda rahatça dolaşabildiğimiz
Saçımızdan tahrik olunmadığı
Gülümsememizin seni beğendim anlamına gelmediğinin, anlaşıldığı
Tercihlerimize saygı duyulduğu
Emeğimize değer gösterildiği
Bu coğrafyanın kaderimiz olmaması dileği
Olması gerekenin nimetmiş gibi sunulmaması arzusu
Var olmak için çırpınmak zorunda kalmadığımız
Çocuğumuzla terbiye edilmediğimiz
Her alanda daha çok boy gösterebildiğimiz
Erkeklerden daha çok birbirimizin yardımına ihtiyacımız olduğunun farkında olduğumuz
Çocuklarımızı yetiştirirken erkeklerin size nasıl davranmasını istediğinizi unutmadığınız
Mutfak robotu ya da biblo olmadığınızın
Kadın isterse herşeyi yapar tezini unutmadığınız zamanlar olsun
8 mart emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun!

SORU SORU İÇİNDE..

Yoksunluğumuz eksikliklerimizdir yoksa arzularımızmıdır..
Varoluşun içinde ki hiçlik
Fazlalıktan mı, kati bir vazgeçişten mi
Kaybetmek durdurmak mı insanı
Dönüp baksın kendine diye
Mola arasımı ya da bitiş düdüğü sandığımız asıl başlangıç mı
Ama ne garip dimi yüzündeki o telaşı, hırsı, mutsuzluğu atlamak
O zaman bakamamak kendine
Kukumav kuşu gibi düşünüp
Kaçırdıklarını aramak mı
Her sandığında yanılmak mı
Bu kadar karışmak
Neyin nesi şimdi
Tamda uyunalısı şu saatlerde
Yatalım şimdi..
N'olur yatalım.





ARAP AĞZI..

Bütün konuşmalarım önceden konuşulmuştu, kendim kendime
Cevabı olmayanda sorulmuştu
Tesadüfü gelmiyordu soruda..
Da sı var işte insanlara sonsuz güvenme isteğim hep sıkmıştı kalbime
Onlara attığım on adım ve samimi gülüşlerim, sesim, pılınıpırtını toplayıp gitmişti
Engel olunamaz şeklide..
Yine yeniden inanıncaya kadar
Kötü yanıysa yine insan kalan yanım hep kanıyor
Kan kaybından da ölmüyor..
Zerre kadar varlığımla bende kalıyor o büyüklük.
Yağ bulaşmıyormuş birde
Öyle dedi hem annem hem lena.

TÜKETIMSELLİK..

Tüketim toplumu.. çocuğu adaya koysan açlıktan ölecek.. alın size kentleşme alın size küreselleşme.
Tersden bir giriş yaptım doğru.
Ama sonuç bu. Oğlum, mağlum tablet oyunları meşhur. Bir oyun oynuyor. Oyunun, kurgusuna göre sen ıssız bir adaya düşüyorsun ve sana bir iki tane hayvan veriyorlar sende hayatta kalmaya çalışıyorsun. Benim oğlan  kendine verilen bu ineği ilk işi kesip yemek oluyor. Eee tüketim toplumu; beslemek ürün almak akla gelmiyor elbette. Sonuc açlıktan ölüyor. Açıklamaya gerek var mı.. sanmıyorum.

GEÇİP GİDEMİYORUM..

Herşeyden biraz kalır demişti şair.. inanmıştım.
Bakıyorum içime çok kalıyor ya
Mısralar asılıyor boğazıma
Geçip gidemiyorum gece
Geçip gidemiyorum insan
Geçip gidemiyorum doğa
Geçip gidemiyorum ey yaşamak ağrısı
Geçip gidemiyorum..
Bir boy aşamıyorum
Dikiliyorum içimin içinde..
Herşey flu..
Yo yo.. net..
Yine bir çelişki..

Arzuhal

Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi Manasız anlamlar kurgulamak belki  Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum Bu zor kaygan ze...