20 Nisan 2017 Perşembe
KAFAMDAKİ KAFKA
“Kafamda bir Kafka’yla yaşıyorum” desem anlarmısınız ısdırabımı? Hayattan çıkardığım acılarımda kaybolmak, düşüncelerin sınırlarını zorlamak, herşeyi yeniden kendimce anlamak, kendime anlatmak gibi mülteci çabalarım var benim. Duygularımı bir rakı gibi damıtıp içiyorum geceleri...
Kendimi arıyorum nafile bir çaba benimkisi... Ölmeden defalarca öldürüp kendimi, yaşayıp yaşamadığımı anlamak için yağmura, rüzgâra vuruyorum elimi, yüzümü... Geceleri bekliyorum, el ayak çekilen saatleri ve o saatlerde düşüncelerimin korkunç dehlizlerinde dolaşıyorum... Yük ediyorum yüreğime herşeyi, herkesi, sistemi, yaşamı… Bazende aklımı dünyanın sırtına dayıyorum.
Uyuyunca sancıların geçeceğine inanıyorum fakat bazen acıya uyanıyorum. Kafka gibi bende az insan bulunduruyorum etrafımda. İnsanlara kendimi anlatma gayemi son buldurduktan sonra oluşan bir durum bu. Gerekmedikçe dahil olmuyorum hayata, bir pencereden değil belki ama bir balkondan izliyorum onları..
Sevgili Kafka’nın Milena’ya olan aşkı gibi mükemmel bir aşk yaşatıyorum kalbimde... Öylesine saf, öylesine el değmemiş. Onunla tutunuyorum hayatın budaklarına. Beni sorgulamayan belkide anlayan tek insan o. Ve bence gerçek aşk onu değiştirmeden olduğu gibi kabul edip, onun en yakın dostu olmaktır.
Kafkayı taşıyorum yüreğimde, kafamda diyeyim siz anlayın acılarımı…
Kendimi arıyorum nafile bir çaba benimkisi... Ölmeden defalarca öldürüp kendimi, yaşayıp yaşamadığımı anlamak için yağmura, rüzgâra vuruyorum elimi, yüzümü... Geceleri bekliyorum, el ayak çekilen saatleri ve o saatlerde düşüncelerimin korkunç dehlizlerinde dolaşıyorum... Yük ediyorum yüreğime herşeyi, herkesi, sistemi, yaşamı… Bazende aklımı dünyanın sırtına dayıyorum.
Uyuyunca sancıların geçeceğine inanıyorum fakat bazen acıya uyanıyorum. Kafka gibi bende az insan bulunduruyorum etrafımda. İnsanlara kendimi anlatma gayemi son buldurduktan sonra oluşan bir durum bu. Gerekmedikçe dahil olmuyorum hayata, bir pencereden değil belki ama bir balkondan izliyorum onları..
Sevgili Kafka’nın Milena’ya olan aşkı gibi mükemmel bir aşk yaşatıyorum kalbimde... Öylesine saf, öylesine el değmemiş. Onunla tutunuyorum hayatın budaklarına. Beni sorgulamayan belkide anlayan tek insan o. Ve bence gerçek aşk onu değiştirmeden olduğu gibi kabul edip, onun en yakın dostu olmaktır.
Kafkayı taşıyorum yüreğimde, kafamda diyeyim siz anlayın acılarımı…
19 Nisan 2017 Çarşamba
BİR AVUÇ ATEŞTİR UMUT
Yok ya yine olmaz…Hep kötüler kazanır. Zaten daha öncede kaç kez onlar kazanmışlardı.
... Ya olursa! Dedi ya “biz kazanırsak ya o güzel günler geldiyse ve o gün bugünse!” Ya bırak kandırma kendini. Bıkmadın mı sen umut etmekten?
Bir an önce akşam olsunda şu gelgitlerden kurtulayım istedi ne olacaksa olsundu. Bu düşüncelerden bir türlü sıyrılamıyordu. Her zaman yaptığı gibi kafasını dağıtabilmek için hemen eline bir kitap aldı. Beş-on sayfa ya okudu ya okumadı, kendini yine o düşüncelerin ağına dolanmış buldu. En iyisinin biraz uyumak olduğuna karar verdi. Yatakta döndü durdu bir kaç saat...
Nafile bir gram uyuyamadı. İşe gitme saati gelmişti.Bu duruma her zamanın aksine sevindi. İyi olur kafam dağılır biraz diye düşündü. İşte de değişen bi’ şey olmadı. Asla mekana ve insanlara dahil olamadı, attı tuttu kafasında aynı düşünceleri, beklediği sonucun, sonucundan neler olabileceğini tahayyül edebildiği için dolandı durdu bu sarmalda...
Sonunda beklenen zaman gelmişti, heyecan doruklarda... Geldi geldi gitti sanki dünyaya. Sonuç tabikide hezimet... Çok acıdı canı... Ama şaşırmadı. “Ne bekliyordun ki? Bırak artık hayalleri, ayakların yere bassın. Bırak güvenmeyi şu insanlara...”Burası dünya işte, burası bu kadar. Sende senden öncekiler gibi bekle umutla işte. Olmama ihtimalinide düşünmüştün en azından diyerek kendini avutmaya çalıştı. Hayat ona okulda öğrendiği fizibilite etüdünü hayata uygulamayıda öğretmişti. Hayallerin bile önünü arkasını, sağını solunu, gelmişini geleceğini düşünürdü. Hatta buna bir isim bile bulmuştu kendince; “Denetimli kaybetmekmiş”… Böyle yapınca, daha az canın acıdığını, düşünüyordu, Ama acı acıdır işte. ..Acı hep aynıdır.
Arabaya bindi, son ses müzik açmıştı...arabanın hareket halinde olmasının verdiği yetkiyede dayanarak böğüre böğüre ağladı. Eve yaklaşırken müziğin sesini kıstı, gözyaşlarını ellerinin tersiyle sildi... Gol attık, şampiyon oldular dedi. Bitkin, yılgın, tükenmiş bir şekilde geldi eve...
******
... Ya olursa! Dedi ya “biz kazanırsak ya o güzel günler geldiyse ve o gün bugünse!” Ya bırak kandırma kendini. Bıkmadın mı sen umut etmekten?
Bir an önce akşam olsunda şu gelgitlerden kurtulayım istedi ne olacaksa olsundu. Bu düşüncelerden bir türlü sıyrılamıyordu. Her zaman yaptığı gibi kafasını dağıtabilmek için hemen eline bir kitap aldı. Beş-on sayfa ya okudu ya okumadı, kendini yine o düşüncelerin ağına dolanmış buldu. En iyisinin biraz uyumak olduğuna karar verdi. Yatakta döndü durdu bir kaç saat...
Nafile bir gram uyuyamadı. İşe gitme saati gelmişti.Bu duruma her zamanın aksine sevindi. İyi olur kafam dağılır biraz diye düşündü. İşte de değişen bi’ şey olmadı. Asla mekana ve insanlara dahil olamadı, attı tuttu kafasında aynı düşünceleri, beklediği sonucun, sonucundan neler olabileceğini tahayyül edebildiği için dolandı durdu bu sarmalda...
Sonunda beklenen zaman gelmişti, heyecan doruklarda... Geldi geldi gitti sanki dünyaya. Sonuç tabikide hezimet... Çok acıdı canı... Ama şaşırmadı. “Ne bekliyordun ki? Bırak artık hayalleri, ayakların yere bassın. Bırak güvenmeyi şu insanlara...”Burası dünya işte, burası bu kadar. Sende senden öncekiler gibi bekle umutla işte. Olmama ihtimalinide düşünmüştün en azından diyerek kendini avutmaya çalıştı. Hayat ona okulda öğrendiği fizibilite etüdünü hayata uygulamayıda öğretmişti. Hayallerin bile önünü arkasını, sağını solunu, gelmişini geleceğini düşünürdü. Hatta buna bir isim bile bulmuştu kendince; “Denetimli kaybetmekmiş”… Böyle yapınca, daha az canın acıdığını, düşünüyordu, Ama acı acıdır işte. ..Acı hep aynıdır.
Arabaya bindi, son ses müzik açmıştı...arabanın hareket halinde olmasının verdiği yetkiyede dayanarak böğüre böğüre ağladı. Eve yaklaşırken müziğin sesini kıstı, gözyaşlarını ellerinin tersiyle sildi... Gol attık, şampiyon oldular dedi. Bitkin, yılgın, tükenmiş bir şekilde geldi eve...
******
18 Nisan 2017 Salı
TEHLİKELİ SAATLERE GİRMİŞ BULUNUYORUZ
Herşeyin haddinden fazla anlamlı olduğu,
Şarkıların anlamının tavan yaptığı
Düşüncelerin acıdığı,
Kalbin yorulduğu,
Yoksunlukların nirvanaya ulaştığı,
Derde dert eklediğimiz,
Herşeyin çoook..
Alkolün az geldiği
Tehlikeli saatlere girmiş bulunuyoruz
Hayal kemerlerinizi sıkı bağlayın
İyi geceler efem.
Şarkıların anlamının tavan yaptığı
Düşüncelerin acıdığı,
Kalbin yorulduğu,
Yoksunlukların nirvanaya ulaştığı,
Derde dert eklediğimiz,
Herşeyin çoook..
Alkolün az geldiği
Tehlikeli saatlere girmiş bulunuyoruz
Hayal kemerlerinizi sıkı bağlayın
İyi geceler efem.
17 Nisan 2017 Pazartesi
Yazmıyor
Yazmak istediklerimi yazamadıktan sonra , yazmakta önemini yitiriyor... Sustuklarımda boğulacam, boğulucaz..
Çok iyi biliyorum; sustuklarım mideme vuruyor, diren lansor ile diren gavisgon ile
Diyorum mideme.
Birde kitaplar yeniden başlamak için iyi ki varlar, ayakta onlar tutuyor beni. Vazgeçme hadi kalk! "hayat kısa, kuşlar uçuyor" diyor inanıyorum hemencik.. Zaten meyilim hep inanmaya oldum olası. İlerdedir yaşanacak güzel günler deyip yaşıyorum işte umutla, pandoranın kutusunda kalan son kötülükle. Kutuda kaldığı için kötülükmü iyilikmi hala bilemedigimiz şey umut.. Ama iyiki var! O biterse yaşamda biter. Umutla kalalım.
Çok iyi biliyorum; sustuklarım mideme vuruyor, diren lansor ile diren gavisgon ile
Diyorum mideme.
Birde kitaplar yeniden başlamak için iyi ki varlar, ayakta onlar tutuyor beni. Vazgeçme hadi kalk! "hayat kısa, kuşlar uçuyor" diyor inanıyorum hemencik.. Zaten meyilim hep inanmaya oldum olası. İlerdedir yaşanacak güzel günler deyip yaşıyorum işte umutla, pandoranın kutusunda kalan son kötülükle. Kutuda kaldığı için kötülükmü iyilikmi hala bilemedigimiz şey umut.. Ama iyiki var! O biterse yaşamda biter. Umutla kalalım.
UMUDUM ACIYOR
Ağrılarım azdı gene,
Her yerim ağrıyor.
Düşüncelerim ise sızım sızım.
Kirpik diplerime kadar yayıldı acım
Yürek desen tarumar..
Anne döv onları da diyemiyorum,
Biliyorum senin de canın acıyor..
Bana nasıl merhem olsun
Çok dua etmiştik oysa
Tanrıyla samimiyeti bile ilerletmiştik..
Sonra atı alan geçti Üsküdarı.
Anne, umudum acıyor..
Bir şey yap lütfen.. umudumdan öp mesela.
Gol attık şampiyon oldular anne..
Sayı saymasını da mı bilmiyor, bu şıh?
Yaşama ağrılarım mı bu artan
Ağrılarıma şiir mi sürsen biraz..
Belki şişini morunu alır.
Yeniden başlamalı.. biliyorum anne, biliyorum
Ama nereden başlamalı işte
Şimdi tam olarak onu bilemiyorum.
Her yerim ağrıyor.
Düşüncelerim ise sızım sızım.
Kirpik diplerime kadar yayıldı acım
Yürek desen tarumar..
Anne döv onları da diyemiyorum,
Biliyorum senin de canın acıyor..
Bana nasıl merhem olsun
Çok dua etmiştik oysa
Tanrıyla samimiyeti bile ilerletmiştik..
Sonra atı alan geçti Üsküdarı.
Anne, umudum acıyor..
Bir şey yap lütfen.. umudumdan öp mesela.
Gol attık şampiyon oldular anne..
Sayı saymasını da mı bilmiyor, bu şıh?
Yaşama ağrılarım mı bu artan
Ağrılarıma şiir mi sürsen biraz..
Belki şişini morunu alır.
Yeniden başlamalı.. biliyorum anne, biliyorum
Ama nereden başlamalı işte
Şimdi tam olarak onu bilemiyorum.
14 Nisan 2017 Cuma
RAKI MASASI
Rakının suyunu göz yaşlarıyla doldurmaya başladı..
Kelimeleri saçıldı masaya, yalnız toplayamadı.
Ansızın sızılı bir söz çıktı ağzından
'Sevdim abi çok sevdim' diye..
Herkes ilk itirafçıya, saygıyla karışık bir acıyla baktı..
Sonra ayağa kalkmaya çalıştı, sendeledi..
İkinci denemede, masadan destek alarak kalktı.
Öpücem abi.. hepinizi öpücem dedi.
Sanki öpünce geçecek gibi..
Kırmayın, üzmeyin abi birbirinizi
Öpünce, yazınca geçmeyecek kadar..
Kelimeleri saçıldı masaya, yalnız toplayamadı.
Ansızın sızılı bir söz çıktı ağzından
'Sevdim abi çok sevdim' diye..
Herkes ilk itirafçıya, saygıyla karışık bir acıyla baktı..
Sonra ayağa kalkmaya çalıştı, sendeledi..
İkinci denemede, masadan destek alarak kalktı.
Öpücem abi.. hepinizi öpücem dedi.
Sanki öpünce geçecek gibi..
Kırmayın, üzmeyin abi birbirinizi
Öpünce, yazınca geçmeyecek kadar..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Arzuhal
Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi Manasız anlamlar kurgulamak belki Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum Bu zor kaygan ze...
-
Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi Manasız anlamlar kurgulamak belki Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum Bu zor kaygan ze...
-
Birşeyler bir zamanlar anlamlı ve değerliydi Öyle olmalıydı en azından.. Mevsimsiz düşmezdi dalından hiç bir canlı ve cümle.. kesin öyley...
-
Poz kestiğimi düşündüğüm zaman hayata kendimden buz gibi soğuyorum.. Sanırım ben en çokta kendime soğuyorum..
-
Bu kez eksik değil Bu kez fazlayız! En azından konuya da hakimiz.
-
Dahil olduğum pazar Ey çiçeği belinde, güneşi göğsünde pazar Dumanı üstünde ince belli bardak Sevgili çekirdek ailem, huzur Aşağıdan gel...
-
Bir keresinde değil çoğu keresinde silkinip kalktım Yere attığım toza buladığım o şeyi sildim tekrar başladım Kovalarken hayatı artık kaçı...
-
Beylik kelimeler beylik işler zamanı geçmiş yaprak dökümü başlamıştı yaşamın.
-
Az daha sevse kendini yitirirdi Sevmezsen sevme dedi kadın. Az kalsın ölecekken Umrumda değil dedi sonra Sonra.. Kimse demek istediğini...
-
Içimde öyle çok ki keder Akar durmaz artık bentsiz bir su Suali sorulmakta dünün Bugüne hesabı ağır Çekilmekte her yerim buz gibi olana ...
-
Kuşlara emanet ettim birşeyleri.. Yorgun solgun güneşi gönderdim evine Aşırı anlam yüklemesinden gerilmiş Yorgun hisleri saldım çayıra G...