Mermi yedim ölmüyorum öyle bir gece
Anason dolmuş cigerlerime
Çorabım kaçmış gibi bir huzursuzluk.
Gamzedeyim deva bulmam yani
Iyi güzel şeyler söylemem gerekli biliyorum
Tutulacak yerini bulamıyorum şu kanser dünyanın.
Eğer bulursam içinde güzel şeyler
Hiç düşünmeden yazarım söz veriyorum.
Hepinizi seviyorum anlıyorum..
31 Ağustos 2017 Perşembe
30 Ağustos 2017 Çarşamba
VAHŞETİN RESMİ
Ölüme yakın bakışları; acı vahşet, zulüm görmüş.. Korku dolu insanlar, küçücük cesetler. Insanların nasıl bir vahşi olduklarının resmi bu olanlar. Sözün tükendiği, kalbin artık dayanamadığı; hala durmadığına şaşırdığı zamanlardan, biri yine zamanlar. Sürekli tekerrür eden kıyımlar, ders çıkarmaya hiçte niyeti olmayan milyarlar.
Nerede bu sevgi diye bağırasım geliyor. Kelimeler boğazıma tıkanıyor. Aklım almıyor bu kadar acıyı, gözyaşını nasıl kaldırıyor bu dünya. Hadi bu dünya dayandı. Dağ oldu taş kesildide... Tanrım sen nerdesin!!!
Nerede bu sevgi diye bağırasım geliyor. Kelimeler boğazıma tıkanıyor. Aklım almıyor bu kadar acıyı, gözyaşını nasıl kaldırıyor bu dünya. Hadi bu dünya dayandı. Dağ oldu taş kesildide... Tanrım sen nerdesin!!!
29 Ağustos 2017 Salı
GECENİN DİBİNDE
Ne var bu gecelerde bizi uyutmayan,
Ne ki beklediğimiz, aradığımız..
Ne var bu gecenin dibinde..
Gündüzlerimiz hep mi torbada.
Nedir bu efsun; hayaller kurdurtan, yıktırtan..
Sistem gün sonu istiyor her gece, her gece.
Bi çare, müptezel dolaşır ruhumuz en ücra köşelerinde.
Bir ay asılı gece de onunla hoşbeş etmeler.
Dolar kül tablası, boşalır paket.
Saran derin bir hüzün,
geceler hep mi uzun.
Gece tehlikeli, bak gece herşey haddinden fazla.
Sakın gelmeyelim gecelerin gazına.
Çünkü doğan günün yaşamakla bir ilgisi var biliyoruz.
Hadi lütfen, uyuyalım.
uyuyun ziyadesiyle yorulduk..
Ne ki beklediğimiz, aradığımız..
Ne var bu gecenin dibinde..
Gündüzlerimiz hep mi torbada.
Nedir bu efsun; hayaller kurdurtan, yıktırtan..
Sistem gün sonu istiyor her gece, her gece.
Bi çare, müptezel dolaşır ruhumuz en ücra köşelerinde.
Bir ay asılı gece de onunla hoşbeş etmeler.
Dolar kül tablası, boşalır paket.
Saran derin bir hüzün,
geceler hep mi uzun.
Gece tehlikeli, bak gece herşey haddinden fazla.
Sakın gelmeyelim gecelerin gazına.
Çünkü doğan günün yaşamakla bir ilgisi var biliyoruz.
Hadi lütfen, uyuyalım.
uyuyun ziyadesiyle yorulduk..
27 Ağustos 2017 Pazar
SABAHIN KÖRÜNDEKİ CICEKLI MESAJ..
Sabahın köründe çiçekli, böcekli mesaj atan enerjik mutlu insanlar insanlarımızsa ben neyim? Nasıl böyle perdeyi açıp güneşi ağzına kadar sokup, gülümseyerek esneye biliyorlar acaba? Ben yataktan kendimi zorla aşağıya atıp, ben bu dünyaya niye geldim dercesine kara kara düşünüp, boş boş etrafı süzerken.. başımda yok ben uyandırmam sen uyandır muhabbetleri dönerken, sen canım kardeşim nasıl böyle Heidi gibi uyanıyorsun. Saat 10 kadar geçen süre zarfında yatağıma geri koysalar; o saate kadar yaşadıklarımı yok sayar, geri uyurum diyecek kadar ben iddalıyken.. Gerçekten sizi kıskanıyor ayrıca önünüzde saygıyla eğiliyorum iyi geceler.
Nefretten korktum...
Hepsi birbirinden nefret ediyor.
Hepsi birbirine hunharca küfürler savuruyordu.
Hepsi birbirinin ölmesini istiyor.
Daha fazla kan kan istiyoruz diye bağırıyorlardı.
Nefret naraları parmaklardan yükseliyor, kalpler karartıyordu.
Aslında herkes herkesi sevmiyor, en iyi öküzün kendisininkinin olduğunu söylüyordu. Herkes o kadar mükemmelleşmişti ki
benim vasat ruhum kendini iyice pustu, ufacık kaldı ve görünmez oldu.
Hayretler içinde, yürekte sızım sızım bir acıyla baktım, okudum, gördüm. Gördüklerimdende korktum. Çok korktum bu nefretten, sevgisizlikten. Saklandım yatağın altına kimseler bulamasın istedim. Insanlardan çok korktum. Kendiminde bir insan olduğu geldi aklıma, sonra kendimden de korktum. Ayağımı kırdı bu düşünce; uçamadım, ters düştüm oradanda kalkamadım.
Tanrılardan yardım bekledim. sonra onlardan da vazgeçtim. Bizi izleyip güldükleri geldi aklıma. Daha da korktum kimse sevmiyordu kimseleri, aslında kendilerini bile...
Hepsi birbirine hunharca küfürler savuruyordu.
Hepsi birbirinin ölmesini istiyor.
Daha fazla kan kan istiyoruz diye bağırıyorlardı.
Nefret naraları parmaklardan yükseliyor, kalpler karartıyordu.
Aslında herkes herkesi sevmiyor, en iyi öküzün kendisininkinin olduğunu söylüyordu. Herkes o kadar mükemmelleşmişti ki
benim vasat ruhum kendini iyice pustu, ufacık kaldı ve görünmez oldu.
Hayretler içinde, yürekte sızım sızım bir acıyla baktım, okudum, gördüm. Gördüklerimdende korktum. Çok korktum bu nefretten, sevgisizlikten. Saklandım yatağın altına kimseler bulamasın istedim. Insanlardan çok korktum. Kendiminde bir insan olduğu geldi aklıma, sonra kendimden de korktum. Ayağımı kırdı bu düşünce; uçamadım, ters düştüm oradanda kalkamadım.
Tanrılardan yardım bekledim. sonra onlardan da vazgeçtim. Bizi izleyip güldükleri geldi aklıma. Daha da korktum kimse sevmiyordu kimseleri, aslında kendilerini bile...
26 Ağustos 2017 Cumartesi
AYNI MEKAN
Aklımla ruhumu aynı mekanda barındıramadığımdan beri susturamıyorum kafamdaki içsel diyoloğu. Bir tarafım kalk git der, bir tarafım nereye otur. Sorular kafamda cirit atar.. anlasam bütün anlamlarını dünyanın, bitecekmiş gibi geliyor bu hal. Ama ne mümkün; bir soru başka soru doğuruyor, insanlar beni kendinden ışık hızıyla uzaklaştırırken, tutunmaya çalıştığım kitapların sayfaları da teker teker elimde kalıyor sanki. Icimdeki tutarsızlık da gitgide derinleşiyor. bir ben daha oluyor, benden. Hangisi gerçek ben seçemiyorum. Bir vitrinlik kısmım var bir de ona hiç uymayan arka kısmı iste.. Merdiven altı üretim yapıyormuşcasına bir his.. artık bir şeyde beklemiyorum kendilerinden. Monotonlaşmış bir ruh bedenim de taşıdığım. Ayağımı sürüye sürüye yol alıyorum. Sevgili bedenimle kafamı aynı ortamda görmeyi umuyorum. Zira kendilerini ihraç etmek zaruretine girmek istemiyorum..
24 Ağustos 2017 Perşembe
Kötü insan oldum
Bayramlarımı kaybettim.
Buna artık dayanamayan çocuk sevinçlerimse beni bir an bile tereddütt etmeden terketti.
Bende otuz iki dişimi hapsettim.
Korkularıma yenildim en çok.
Evetlerimi öldürdüm, yerine hayırlar getirdim. Başkaldırdım hayata.
Sonra vazgeçmesini öğrendim.
Zorlamanın bir boka yaramadığını iyice kavradım.
Kanaat örgütü kurdum kendime orda astım, kestim, yargıladım.
Insan kalan yerlerime tuz serptim.
Başkaları ne hisseder evresinden baya bir uzaklaştım.
Kötü insan oldum ben çok kötü.
Buna artık dayanamayan çocuk sevinçlerimse beni bir an bile tereddütt etmeden terketti.
Bende otuz iki dişimi hapsettim.
Korkularıma yenildim en çok.
Evetlerimi öldürdüm, yerine hayırlar getirdim. Başkaldırdım hayata.
Sonra vazgeçmesini öğrendim.
Zorlamanın bir boka yaramadığını iyice kavradım.
Kanaat örgütü kurdum kendime orda astım, kestim, yargıladım.
Insan kalan yerlerime tuz serptim.
Başkaları ne hisseder evresinden baya bir uzaklaştım.
Kötü insan oldum ben çok kötü.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
Üşümek bile üşüyor
Ben çok uzundur üşüyorum Bir ben değilim ama İnsanlar üşüyor, ayrılıklar üşüyor El örgüsü kaşkol üşüyor Dört duvarı soğuk karakollar üşüy...
-
Seni yazmama gerek yok Sen zaten şiirsin Şu dudaklar bir bakıyım Kesinlikle cemal süreya'nın kaleminden Gözler Ahmed Arif kesinlikle...
-
Hayat bazen çok zoruma gidiyor derken yaptıklarınız, yapmadıklarınız, düşündüğünüz hatta düşündüğünüzü düşündüğüm zoruma gidiyor demek istem...
-
Hayaller hayatlar ekseninde gerçeklere çok sert toslama evresi var.. Önce biraz direnç sonra direncin en sağlam noktasından kırılması.. ve ...
-
Keşke yazılanlarda çığlık atabilse Ben şuraya kocaman bir çığlık, uluma filan bırakabilsem Ihtiyaç duyuyorum buna Siz beni çığlık bastı s...
-
Hayata ukala olduğum Ayak dirediğim Çok bildiğim az anladığım Dağlar denizler aşarım dediğim Sen dur bakim ben bitti demeden bitmez dedi...
-
Acıya sıcak sulara girer gibi bıraktığım bedenim Çocukluğumun dehlizlerinden vahi gibi inen berbat sahnelerim Acıyarak baktığım o küçük kı...
-
Delinin ipiyle kuyuya inmiş Gaz yemiş bir de Fazla potasyum şişmişim Organ düzensizliğine girmiş Tepe tası atmışım Lafın belini kaydırm...
-
Bunca şeyi ben nasıl demlemişim yüreğimde Bu kadar nasıl içime dolmuş Dibime çökmüşüm.. Bunca söz ne ara canıma böyle değmiş içimi kanart...
-
Virajlı yolda bir tırın arkasına takılıp kalmış şoför sabırsızlığıyla birlikte, şehirinde bitmeyen yol çalışmaları olan halkın sinir harbini...
-
Gülüşler histerik Tavırlar dengesiz Bakışlar kaçışta Iyi bak geçmemiş o..