4 Eylül 2017 Pazartesi

EYLÜLÜM BEN

Eylül yaprakların daldan ayrılışı
Saçların kafadan düşüşü
Yaz aşklarının tatlı bir anı olarak kalışı
Tatil yörelerinin bana bırakılışı
Kitap ve kahve kokusunun doğaya yayılışı
Doğanın da bir tabloya dönüşü
Halkların melankoliye bürünüşü
Yazın o anlamsız şarkılarından
Ağır anlam içerikli şarkılara geçilişidir.
Sorsanız bana hangi aysın diye
Hiç düşünmeden eylülüm derim
O vakit eylülde gel..





2 Eylül 2017 Cumartesi

GÜNÜN HER DİLİMİ

Düşünceleri prangasız, hayal dünyasını sevdiğim insanlar iyi geceler!!
Sabahları zor uyanan sistemin kölesi olmuş
Sisteme çatıp, kuyruğu kıstırıp işe, okula giden zavallı ruhlar Günaydın!!
Test kağıtlarının arasında sabahlayıp tavana bakarak atanma hayali kuran gençler; hayalinizden öpüyorum.. Gerçekten Tanrı sizi kutsasın!!
Günün her diliminde sigara dumanın arkasından bakarak kafada atıp tutanlar kolay gelsin!! Sevgili işsiz halkımız umut fukaranın ekmeğidir, devam!! Aşk acısı çeken kırık kalpler buyrun yara bandı!! Sevdiğini alanlar kıymet bilin birbirinizin, ha!! Sevgili kendim yat artık!!

1 Eylül 2017 Cuma

UNUTULMUŞ MEZARLAR..

Şunu rahatlıkla söyleye bilirim ki, kötü dönemler sadece bize denk gelmedi. insan dünyaya geldiğinden andan bu yana, her dönemin bir acısı, kırımı ve savaşı vardı. Aşkın acısıda, kendiside baki, malumunuz. Bütün düşündüklerimizde düşünülmüş ve söylenmişti. Biz sadece tekrar söyleme çabasındayız. Kendimize itiraf etmenin verdiği huzurun telaşı içinde kıvranıyoruz işte. Bu dünya biz olmasakta var, bu acılarda. Tek bir şey dahi olsa degistirmek çabasındayız belki bütün derdimiz de bu. Bazen dünyadan tek bir sahne nafile dedirtebiliyor insana. O anlardan birini yaşadım dün.  Mezarlığa gittik, üzerini sarı sarı otlar bürümüş bir sürü mezar vardı. Çoktandır uğranmamış belli. Çok acıklı, unutulmuş ve yalnız geldiler bana. Böyle olacağımı düşünmek ürpertici geldi bir an. ama dünya dedikleri işte bu kadar dimi. Tek başına sonsuzlu. Toprak olmalısından. Ölecek gibi nasıl yaşanamıyorsa, ölmiyecek gibi de yaşanmamalı. Bu bile belki biraz daha yaşanılabilir kılar dünyayı diye düşünüyorum, nedersiniz?

31 Ağustos 2017 Perşembe

Mermi yedim ölmüyorum

Mermi yedim ölmüyorum öyle bir gece
Anason dolmuş cigerlerime
Çorabım kaçmış gibi bir huzursuzluk.
Gamzedeyim deva bulmam yani
Iyi güzel şeyler söylemem gerekli biliyorum
Tutulacak yerini bulamıyorum şu kanser dünyanın.
Eğer bulursam içinde güzel şeyler
Hiç düşünmeden yazarım söz veriyorum.
Hepinizi seviyorum anlıyorum..







30 Ağustos 2017 Çarşamba

VAHŞETİN RESMİ

Ölüme yakın bakışları; acı vahşet, zulüm görmüş.. Korku dolu insanlar, küçücük cesetler. Insanların nasıl bir vahşi olduklarının resmi bu olanlar. Sözün tükendiği, kalbin artık dayanamadığı; hala durmadığına şaşırdığı zamanlardan, biri yine zamanlar. Sürekli tekerrür eden kıyımlar, ders çıkarmaya hiçte niyeti olmayan milyarlar.
Nerede bu sevgi diye bağırasım geliyor. Kelimeler boğazıma tıkanıyor. Aklım almıyor bu kadar acıyı, gözyaşını nasıl kaldırıyor bu dünya. Hadi bu dünya dayandı. Dağ oldu taş kesildide... Tanrım sen nerdesin!!!

29 Ağustos 2017 Salı

GECENİN DİBİNDE

Ne var bu gecelerde bizi uyutmayan,
Ne ki beklediğimiz, aradığımız..
Ne var bu gecenin dibinde..
Gündüzlerimiz hep mi torbada.
Nedir bu efsun; hayaller kurdurtan, yıktırtan..
Sistem gün sonu istiyor her gece, her gece.
Bi çare, müptezel dolaşır ruhumuz en ücra köşelerinde.
Bir ay asılı gece de onunla hoşbeş etmeler.
Dolar kül tablası, boşalır paket.
Saran derin bir hüzün,
geceler hep mi uzun.
Gece tehlikeli, bak gece herşey haddinden fazla.
Sakın gelmeyelim gecelerin gazına.
Çünkü doğan günün yaşamakla bir ilgisi var biliyoruz.
Hadi lütfen, uyuyalım.
uyuyun ziyadesiyle yorulduk..

27 Ağustos 2017 Pazar

SABAHIN KÖRÜNDEKİ CICEKLI MESAJ..

Sabahın köründe çiçekli, böcekli mesaj atan enerjik mutlu insanlar insanlarımızsa ben neyim? Nasıl böyle perdeyi açıp güneşi ağzına kadar sokup, gülümseyerek esneye biliyorlar acaba? Ben yataktan kendimi zorla aşağıya atıp, ben bu dünyaya niye geldim dercesine kara kara düşünüp, boş boş etrafı süzerken.. başımda yok ben uyandırmam sen uyandır muhabbetleri dönerken, sen canım kardeşim nasıl böyle Heidi gibi uyanıyorsun. Saat 10 kadar geçen süre zarfında yatağıma geri koysalar; o saate kadar yaşadıklarımı yok sayar, geri uyurum diyecek kadar ben iddalıyken.. Gerçekten sizi kıskanıyor ayrıca önünüzde saygıyla eğiliyorum iyi geceler.

Arzuhal

Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi Manasız anlamlar kurgulamak belki  Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum Bu zor kaygan ze...