Büyük şehirlerin kalabalıkları, para kazanmaya başlamayla başlayan kredi borçları, yoğun trafik, düzenli monoton hayat, envaiçeşit korku filmi tadında haberler… Bizi sıkar ve üstümüze üstümüze gelir hayat. Herhalde söylemeyenimiz pek yoktur “gidelim, gidelim buralardan”. Çekilecek hali kalmadı bu şehirlerin, bu insanların…
Hayalde mi parayla? Toplayın valizleri gidiyoruz.Yer, mekan beğenin! Küçük bir sahil kasabasına yerleşeceksin, n’apıcan organik tarım mı yapıcan annem sen? Balık mı tutacaksın, kitap mı okuyacaksın n’apıcan? Yaslan geriye... Kapat gözlerini hayal et. Ya da şöyle bir şey yapalım, sevgilinizle birlikte neresi olursa mı? N’apıcan?..
Size küçük bir sır vereyim mi?“Masallar hep güzel yerlerde biter, asıl hayat masalın bittiği yerde başlar”. Bak bunu yazmasam olmaz, memuriyeti bırakıp kafe mi açacaksın sen annem. Öyle her ayın on beşinde tıkır tıkır paranın yatmasına benzemez bak. Dükkanı, kirası, stopajı, vergisi, malzemesi, müşterisi, bak biraz da para lazım. İnşallah yürü ya kulum derde Allah işlerinde yolunda gider ama ya gitmezse..
Bak yine hayallerin içine ettin be kızım, hayalleri bari rahat bırak.
Siz bana takılmayın gidin valla, ben de gidicem zaten herhalde, galiba, sanırsam...
28 Mart 2017 Salı
26 Mart 2017 Pazar
25 Mart 2017 Cumartesi
Beni bu güzel havalar mahvedecek..
Beni bu güzel havalar mahvetti demiş ya şair , beni de bu güzel havalarda çalışmak ve yaklaşık 20 yıl çalışmak zorunda olacağımı bilmek mahvetti.. Güzel havalarda, baharda çalışmak yasaklansın mesela. Insanlar da çiçekler açsın, böcekler uçsun yüreklerinde.. Çimlere uzansınlar gelincik misali, tenlere denizin tuzu değsin. Solusun insanlar özgürlük gibi solusun derin derin.. Bu güzel havalarda çalışmak yasaklansın, tabi okula gitmekte. Parklarda çocuk sesleri kuş seslerine karıssın.. Bir yaşama sevinci iliklerimize kadar dolsun.. inanırız hem hep beraber güzel günlerede.. bir parti lideri de çıksın desin bana oy verin baharlar sizin olsun!!! Zannımca, beni bu güzel havalar daha çok mahvedeceğe benziyor...
23 Mart 2017 Perşembe
HAYAT ZORUNLU BİR YOLCULUKTUR
Bize hiçbir seçim hakkı tanınmadan, gönderildiğimiz; bütün seyahatlerimizin ilk başlama noktasıdır hayat. Ve biz bu yolculuğa ne zaman, nereye, kiminle çıkacağımızı bilmeden gönderiliriz dünyaya. Bunlar yetmezmiş gibi bir de senden önce bu yola çıkmışların belirlediği kurallara maruz kalır, çizdiği bu yoldan gitmeye zorlanırız. Bazen değiştirmeye çalışırız bu yolu. Bazen değiştirende olur hani uzun savaşlar vererek tabi güçlüyse direne direne... Bazen değiştiremezsin ve kendini bırakırsın teslim olursun. Nereye götürürse gidersin sele kapılmış bir odun parçası gibi...
Sözde birileri de vardır bu yolda yanında, özde teksindir. Düzde bir yol değildir ha! Sıra sıra dağlarla hemde inişli çıkışlı, bütün mevsimlerden geçerek ilerlersin... Karşına çeşit çeşit insanlık halleri çıkar. Haini, arsızı, insanmiş gibisi, dostu.. Birde aşk çıkar gelir apansız, aklını alır, kalbini eline verir ve sen bile tanıyamazsın kendini. Seninle birlikte gelirse aşk, belki yolu çekilir kılabilir... Tabi o kadar şanslıysanız!..Sonra hırs çıkar karşına, içini kemirir daha fazlası, daha iyisi, daha mükemmeli diye diye tüketir seni.
Ölüm çıkar birde karşına canından can alır, yüreğini parçalar... Çokça da kaybetme çıkar karşına alışırsın bazen bu kaybetmelere alışamasanda kaybolursun zaten…“Kazan-Kaybet” li bir yol işte. Anlayacağınız yol çetrefilli..
Yolu yarıda bırakmak da istemezsin, yediremezsin kendine vazgeçmeyi. Muhakkak vazgeçende olur bu yolculuktan, atar kendini otobüsün camından.Bu baş edemeyiştir hayatla... Sonuna kadar gidende olur, sonuna kadar gitmek isterken daha yirmisinde hayatının baharında bizim otobüsten attıklarımızda. Hayat zorunlu bir yolculuktur, yolun kısalığı uzunluğu meçhul. İyi yolculuklar o vakit...
21 Mart 2017 Salı
KURUMUŞ UMUT
Bir kadın olarak size şimdi çiçekli, böcekli, televizyon üstü dantelli şeyler yazmak isterdim. Ama olmuyor… Acının coğrafyasında yaşamanın verdiği halet-i ruhiye ’den mi, melankoliğe yatkınlığımdan mı bilinmez, akmıyor kalemimin ucundan umut tomurcukları.
Ben umutlarımdan ağzımın payını aldım mütemadiyen. Tek tek hepsini astım kuruttum. Sizede kendimede yalan söyleyecek halimde yok zaten. Uzun zaman aldı gerçekleri itiraf etmem kendime, hiç uğraşamam şimdi. Umutlarımı tek tek tüketti benim bu bozuk, yozlaşmış düzen..
Ezberimden bilirim halbuki şu dizeleri, besmele gibi çeker kendimi rahatlatmaya çalışırım “yok öyle umutları yitirip karanlıklara savrulmak, unutma aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak…” Sol cebimdende eksik etmedim umudu ama olmuyor Nazım abi olmuyor üstat, tüketti bizi bu kan emici vampir zaman...
20 Mart 2017 Pazartesi
ANLAYAYDINIZ İYİYDİ AMA
Artık kimsenin beni anlamsını istemiyorum diye bir beylik tweet attım.. Ben böylede iyiyim tarzında en afillisinden.. İki dakika geçmedi... anlayın lan beni boğuluyorum diye bağırmak istedim. Anlayın beni belki artık anlatacak dermanım kalmadı. Bir kere de siz beni anlayın diye bağır bağır bağırdım da genede kimseye birşey demedim.
19 Mart 2017 Pazar
KİM BU BÜYÜK ADAM?
Muhakkak duymayanımız kalmamıştır dimi, Oku da büyük adam ol! Yada benim yavrum büyük adam olacak teyzesi, tarzında ki lafları. Bak okumazsan büyük adam olamazsın diye diye hepimizin hayali büyük adam olmak oldu. Ve bu büyük adam her kimse onu olamamaktan da çok korktuk, hani.. Sene geçen sene:) şaka bi yana o zamanki adı öss, nam-ı değer üniversiteye giriş sınavına hazırlanıyorum, kafada kavak yelleri,fonda da Pinhani'nin ben nasıl büyük adam olacam şarkısı, test çöz,tost ye, kara kara düşün. Öyle zor zamanlar işte...
Şimdi yıllar sonra bu soruyu devirdim bide şöyle soralım diyorum: Harbi kim bu büyük adam? Kim bu Erol Egemen?
İnsanları birbirine düşüren,ayrıştıran dünyayı kan gölüne çeviren devlet adamları mı? Rüşvet yiyen işini layıkıyla yapmayan Amirler,memurlar mı? Yoksa adaletin terazisiyle oynayan Hakimler, Savcılar mı? İnsanların saf duygularını, çıkarları doğrultusunda kullanan din simsarları mı?
Yok kardeşim yok biz bunu da yanlış anlamış olmalıyız. İster her gün yolları temizleyen temizlik işçisi olsun ister evde çocuklarıyla ilgilenen bir anne olsun her ne, her kim olursa olsun işini layıkıyla, dürüst şekilde icra edenler, topluma vatanına faydalı olan, artı değer katanlardır büyük adamlar. Şayet biz bu kavram kargaşasından kurtulmazsak korkarım sonumuzu kendi ellerimizle getireceğiz.Biz çocuklarımıza dürüst, güvenilir ve bununla birlikte eğitimli insan olmanın önemini anlatmalıyız. Büyük adamlığın yaratıcı,güçlü bir akıldan geldiğini aktarmalıyız ki kitlesel olarak ayağa kalkabilelim. Yoksa hep gelişmekte olan bir ülke, ölümleri fıtratında olan, insanların babasına bile güvenemediği bir ülke olarak kalacağız. Korkarım.
Şimdi yıllar sonra bu soruyu devirdim bide şöyle soralım diyorum: Harbi kim bu büyük adam? Kim bu Erol Egemen?
İnsanları birbirine düşüren,ayrıştıran dünyayı kan gölüne çeviren devlet adamları mı? Rüşvet yiyen işini layıkıyla yapmayan Amirler,memurlar mı? Yoksa adaletin terazisiyle oynayan Hakimler, Savcılar mı? İnsanların saf duygularını, çıkarları doğrultusunda kullanan din simsarları mı?
Yok kardeşim yok biz bunu da yanlış anlamış olmalıyız. İster her gün yolları temizleyen temizlik işçisi olsun ister evde çocuklarıyla ilgilenen bir anne olsun her ne, her kim olursa olsun işini layıkıyla, dürüst şekilde icra edenler, topluma vatanına faydalı olan, artı değer katanlardır büyük adamlar. Şayet biz bu kavram kargaşasından kurtulmazsak korkarım sonumuzu kendi ellerimizle getireceğiz.Biz çocuklarımıza dürüst, güvenilir ve bununla birlikte eğitimli insan olmanın önemini anlatmalıyız. Büyük adamlığın yaratıcı,güçlü bir akıldan geldiğini aktarmalıyız ki kitlesel olarak ayağa kalkabilelim. Yoksa hep gelişmekte olan bir ülke, ölümleri fıtratında olan, insanların babasına bile güvenemediği bir ülke olarak kalacağız. Korkarım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Arzuhal
Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi Manasız anlamlar kurgulamak belki Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum Bu zor kaygan ze...
-
Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi Manasız anlamlar kurgulamak belki Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum Bu zor kaygan ze...
-
Birşeyler bir zamanlar anlamlı ve değerliydi Öyle olmalıydı en azından.. Mevsimsiz düşmezdi dalından hiç bir canlı ve cümle.. kesin öyley...
-
Poz kestiğimi düşündüğüm zaman hayata kendimden buz gibi soğuyorum.. Sanırım ben en çokta kendime soğuyorum..
-
Bu kez eksik değil Bu kez fazlayız! En azından konuya da hakimiz.
-
Dahil olduğum pazar Ey çiçeği belinde, güneşi göğsünde pazar Dumanı üstünde ince belli bardak Sevgili çekirdek ailem, huzur Aşağıdan gel...
-
Bir keresinde değil çoğu keresinde silkinip kalktım Yere attığım toza buladığım o şeyi sildim tekrar başladım Kovalarken hayatı artık kaçı...
-
Beylik kelimeler beylik işler zamanı geçmiş yaprak dökümü başlamıştı yaşamın.
-
Az daha sevse kendini yitirirdi Sevmezsen sevme dedi kadın. Az kalsın ölecekken Umrumda değil dedi sonra Sonra.. Kimse demek istediğini...
-
Içimde öyle çok ki keder Akar durmaz artık bentsiz bir su Suali sorulmakta dünün Bugüne hesabı ağır Çekilmekte her yerim buz gibi olana ...
-
Kuşlara emanet ettim birşeyleri.. Yorgun solgun güneşi gönderdim evine Aşırı anlam yüklemesinden gerilmiş Yorgun hisleri saldım çayıra G...