23 Mart 2017 Perşembe

HAYAT ZORUNLU BİR YOLCULUKTUR


Bize hiçbir seçim hakkı tanınmadan, gönderildiğimiz; bütün seyahatlerimizin ilk başlama noktasıdır hayat. Ve biz bu yolculuğa ne zaman, nereye, kiminle çıkacağımızı bilmeden gönderiliriz dünyaya. Bunlar yetmezmiş gibi bir de senden önce bu yola çıkmışların belirlediği kurallara maruz kalır, çizdiği bu yoldan gitmeye zorlanırız. Bazen değiştirmeye çalışırız bu yolu. Bazen değiştirende olur hani uzun savaşlar vererek tabi güçlüyse direne direne... Bazen değiştiremezsin ve kendini bırakırsın teslim olursun. Nereye götürürse gidersin sele kapılmış bir odun parçası gibi...
Sözde birileri de vardır bu yolda yanında, özde teksindir. Düzde bir yol değildir ha! Sıra sıra dağlarla hemde inişli çıkışlı, bütün mevsimlerden geçerek ilerlersin... Karşına çeşit çeşit insanlık halleri çıkar. Haini, arsızı, insanmiş gibisi, dostu.. Birde aşk çıkar gelir apansız, aklını alır, kalbini eline verir ve sen bile tanıyamazsın kendini. Seninle birlikte gelirse aşk, belki yolu çekilir kılabilir... Tabi o kadar şanslıysanız!..Sonra hırs çıkar karşına, içini kemirir daha fazlası, daha iyisi, daha mükemmeli diye diye tüketir seni.
Ölüm çıkar birde karşına canından can alır, yüreğini parçalar... Çokça da kaybetme çıkar karşına alışırsın bazen bu kaybetmelere alışamasanda kaybolursun zaten…“Kazan-Kaybet” li bir yol işte. Anlayacağınız yol çetrefilli..
Yolu yarıda bırakmak da istemezsin, yediremezsin kendine vazgeçmeyi. Muhakkak vazgeçende olur bu yolculuktan, atar kendini otobüsün camından.Bu baş edemeyiştir hayatla... Sonuna kadar gidende olur, sonuna kadar gitmek isterken daha yirmisinde hayatının baharında bizim otobüsten attıklarımızda. Hayat zorunlu bir yolculuktur, yolun kısalığı uzunluğu meçhul. İyi yolculuklar o vakit...

Arzuhal

Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi Manasız anlamlar kurgulamak belki  Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum Bu zor kaygan ze...