30 Nisan 2018 Pazartesi

İÇİMİN YANKISI..

İçimde taşıdığım hüzün dünyanın gözümde ki yansıması
Tutulmamış sözler ruhun derin yarası
Güçlü görünme çabaları..
ah çabaları kozanın örülme saatleri
İnce bir nüans yaşattığın gönlün balkonunda,
her akşam suladığın
Aradığın bulamadığın
Aradığın bulamadığın
Kaba saba günlerden naiflik ummaları sarsmış beni
Gönlüm havuzuna çekildi bakımda şimdi
Yara sarar, sözyaşlarından uzak oynarım bu sıralar
Ayaklarımı aya nazır uzatıp
Huzur solurum yanında hiç birşeysiz..



DİNÇ BİR HİS..

Seninle eskimiş kalmışız bir fotoğraf karesinde
Seneler geçmiş, zaman ferini atmış gözlerimizden
Kalp bozmuş ritmini
Hüzün yerini almış yüzümüzde
Aşk ırarken seneler içinde
Başka gayeler dolanmış kalbin duvarlarına
Ama bu seni görünce geçen onca senenin kaybolması neydi böyle..

29 Nisan 2018 Pazar


Bu kez eksik değil
Bu kez fazlayız!
En azından konuya da hakimiz.


28 Nisan 2018 Cumartesi

OLSUN İSTİYORUM..

Uzun zamandır kendime hiç iyi davranmamışım bunu anladım şu son 24 saat..
Şuan iyi bir şeylere çabalıyorum
Ve bunu kaldıramıyor
Şaşkın ne yapacağını bilmez şekilde
Ruhumun irinini sağlıklı beslenme ile atmaya çalışırıyor
Azıcık nikotinsiz oksijen geçsin ciğerlerimden istiyorum
Kendimi istiyorum, sesimi, nefesimi istiyorum
Bu sefer ne zamandır istemediğim birşeyi istiyorum
Ağza yabanıl bir cümle belki ama ben kaybetmek istemiyorum.
Büyük harflerle sesleniyorum
Kaybetmek istemiyorum.



DÜŞÜNEMİYORUM.

Beynim uyuşuyor
Ağzım yamuluyor
Narkoz yemiş gibi hislerimin her bir tanesi
Duygular sörf yapmaya başlıyor
Ayaklarımın altından kumlar kayıyor
Yürümeye dermanım kalmıyor
Yaşam silikleşiyor
Düşünemiyorum sayın okuyan
Dökülemiyorum.





DÜŞÜNCELER DURDU..

Düşüncelerim topyekün geri çekiliyor..
Uyuşuyorum kelimeler yuvarlana yuvarlana düşüyor ağzımdan
Bir yanım bahar gebe
Bir yanım çorak.
Ben yine garip ve tuhaf bir cenderede
İsimsiz duygularda..

27 Nisan 2018 Cuma

TUTUNMALI..

Kaldırımda açan bir çiçek
Çölde vaha, denize martı
Güneşin önünden çekilmesi gereken gri bulutlar vardı
Bol temiz hava lazımdı bize
Direnme gücü.. tutunmak gerekti bu sefer hemde hayatın yakasından sımsıkı!
İcimde bir gonca var açmaya çabalayan
İyi bakmam gerek.

KUM ÇIKARTMACA..

Amaç varmak değil dalmaktı
Bitmiyordu içimdeki dağ tepe, dip köşe yalnız gezinmeler
Bitmesindi.. dünya sarmamıştı beni
Sığ denizler bana uygun değildi sıkıcıydı, 
kumda oynamak benim oyunum değildi hiç bir vakit
Derin denizler kucak açmıştı bana 
Bende daldım daldım en dibine dibinden kum çıkartıp insanlara atmayı sevdim 
Nefesimi sınamayı ölüme bir kulaç hissini 
Gözümü açıp suyun içinde çorak tuza yaktırmayı
Buydu benim oyunum evvel zamandanda şimdiki zamanda da..


26 Nisan 2018 Perşembe

BİR HAFİF YEL İLE..

Ben bir rüzgârla gideceğim,
şu ılık ılık esen ruh okşayan ile..
Havası başka suyu başka o diyarlara..
Denizle ayın buluştuğu tenhalığa eşlik etmeye
Ben bir rüzgarla gideceğim
Kendimden oldukça uzaklara..
Ben bir rüzgarla karışacağım
gelincik tarlalarına, ayrık otlarına, alına moruna.
Ben bir rüzgarla bir gün ansızın gideceğim.. hiç beklenmediği o anda..
gözlerim kapalı gönlümün uyandığı yerlere...

HAYATIM..

Kendim hariç her yerde..
Her yer hariç kendimde döngüsü hayatım..

KENDIME KENDIMLE..

Çok unutuyor çok duyuyor
Zaten bir de miyopum iyi de görmüyorum
Kafamı toparlamak imkansız görünürken
Kendi kendime ne kadar da konuşuyorum
Konuşmayı yeni öğrenmiş bir bebek gibi
Ağız dolusu zırvalıyorum birşeyler gün gece
Sanırım ıssız içime düştüm
Kimse yok burda
Kendime kendimce anlata dinleye ne yapıyorum.. ne yapıyorum.
Biraz çiçek, biraz tütün..
titrek mum alevi bu kadar n'apıyoruz biz..

GÖNLE GECE DÜŞEN..

Kıyıya vurmuş daha vurmamış düşünceler
Dar bir kalıba entegre belki
Sıyrık bir nokta geri ani bir dönüş
Tekrar tekrar eden sözler, günler
Akıl kirliliği fikirler
Dil altına sıkışmış suslar
Hayata verilmiş esler, puslar
Sıkılmış kendinden insan
Üstüne düşmüş koca binalar
Görememiş aklı hep başka yerdeymiş
Ağaç kakan fikirler delermiş gönle geceyi giyineni
Umudu güne asanı..
Hesabını vereni her şeyin.


ISSIZ..

Hep yanlış yerdeyim hissi her yerimde..
Insanlarım zamanlarımı da katıp önüne gitti..
Issız çok ıssız kalakaldım
Daimi bir veda hüznü üstümde pekte yapışan
Ansızın durmuşum zamanın birinde..durmuşum işte..
Öyle bomboş..
Aşınmış aşınmış tozu kalmış rüzgara vermiş iyi ve kötü herşeyi
Durmazmış.. durmamış da önünde, arkasında civarında
Sebesiz gezinmiş, içinde ve dışında..
nemini soluktan alıp damlaya damlaya..





25 Nisan 2018 Çarşamba

BEKLEMEK..

O kadar uzun bekledim ki artık neyi, niçin beklediğimi hatırlayamıyorum.

Hep aynı..

Bazı şeyler o kadar baya ve ucuz ki yorum yapmıyorum, nefesimi tüketmeye kaydadeğer bile bulmuyorum. Tekrar tekrar aynı senaryoyu izlemekten sıkıldım. Görüyorum ki hiç birşey değişmiyor.. değişimiycek gerçek bir eğitim verilmediği yada kişi kendi gelişimini tamamlamadığı sürece biz daha çok temcit pilavı yeriz gibi görünüyor.

UNUTMAYA GÖNÜLLÜ..

Garipliği giyindim
Huysuzluğu, huzursuzluğu besledim ruhumda
Sesime mualif,
muhakemeye oturdum kendimle
Hep sonuçsuz ayrıldım o masalardan
Sonuç neydi ki
Kim bulmuştu..
Ya ben.. kimdim!
kaç kez bulduğum yitirdiğim gecesi ayrı günü ayrı ben
Kaybettiğim, bulduğum bulduğumu sandığım ben
Amacım neydi
Aklın kurak çöllerinde işim neydi
Kalbe bunca baskı
Acı..
Sebep sonuç kolaylamasında
Benim tutuklu kaldığım nokta neydi..
Bunca saçmalıkta peki benim işim neydi..


SÖZÜNDEYİM..

Sabır fazlaca yoruldu
Akıl da hayli duruldu..
Zaman büktü belini..
Hayal ayağını kırdı evde oturdu
Hayat züle çevrildi,
Kalp sorma şarap yapıldı..
Umutsa çiğnendi, ayaklarda..
Okkalı sözler tek tek yutuldu
Kuyruk kıstırılıp bir köşeye  oturuldu.
Sözündeyim hayat sözünde.




24 Nisan 2018 Salı

EY KOCA GÖK..

Ne çok anlamlar yükleriz gökyüzüne.. umut deriz, özgürlük deriz.. bazen ne kadar da hüzünlü şu bulutlar diye geçiririz içimden. Olmadık an kasvetli havalar sandalye çeker oda oturur ta kaburgalarına.. güzel günler, kara geceler belirir bazı. Sonra özgür kuşlar kanat çırpar semalarda ruhun havalanır gider peşi sıra..  Yani derim ki gökyüzü insanın içidir baktığında gördüğü anlık ihtiyacı yada hissettiğidir.. ne ararsan var işte orada kalbimizin tavanıdır çünkü kendileri.

SUSTUM..

Konuşmaların ardına, kelimelerin peşine düştüm düşeli, kırık bir kalp taşıdığım sinemde
Bıçak olur döner kanırtır beni sözler..
Sayfaların açtığı insanda tutturamadığım şu derin sızan yarayı,
sayfalara sarıp sarmalayıp çekilmek istiyorum dünyanızdan.
Bir gün batımında dinlendirmek bütün bu ağrıları..
Umuyorum.. umuyorum.


OLMUŞ..

Bu kadarda olmazlarla yoğurduğumuz bir günün daha sonuna geldik..
Ama oluyor dimi oluyor.
Art niyetinize çiçek ekeyim sizin.

23 Nisan 2018 Pazartesi

GÜNDEN KALAN.

Alışmam gerekenlere alışamamam
Hergün aynı akıl tutulması
Sıcak şaşkınlık dumanı üstünde
İlkbaharı taşıyıp içimde gün sonuna doğru sonbahara dönüşümüm
Aptallık farklı sonuç beklentileri
Kesememek biletini umudun
Sonucu başından belli diyologlar
Gelişi bariz yalanlar
Ağızda şık duran
Icraatta atıl sloganlar
Yürekte demlenip klavyede yol bulmuş atışlar.
Yine eksik bulunamamış anlamsızlıklar dolu eteğimde
Nafile tükenişler
Günden aşırılmış sözcükler hep bu sözcükler..







BIRAKTIM..

Hayaller hayatlar ekseninde gerçeklere çok sert toslama evresi var..
Önce biraz direnç sonra direncin en sağlam noktasından kırılması.. ve vazgeçiş kayboluş düzlemi.

21 Nisan 2018 Cumartesi

Yara..

Yaramın üzerinide hep açık tuttum çabuk kabuk bağlasın diye..

KALBE SIKIŞIK..

Neyse kalbimin buğusuna çizilen
İçimde eriyip akan...
Sonra yine yeniden
Aniden bastıran ağır sisli hisler
Göz gözü görmez sözler
Kesen takati, boşluğa salan
Kelime artığı asıl denilen
Gizlenemeyen pespaye özler
Içime tuttuğum aynam
Unuttuğum nefeslerim
Sıza kaldığım yamalı sözcükler
Kendimden aşağı düşüşler
Serzenişler kendince avunuşlar
Hepsi bu.


HİÇSELLİK..

Artık hiç birşey iyi gelmiyor bana
Artık hiç bir şey kaldırmıyor düşen dizi yaralı, paramparça canı
Artık umutlu günler düşü terk eyledi beni
Artık kaybetmek birşey ifade etmiyor bana
Artık bahar bile kandıramıyor beni
Içimde ki çocuk hiç bir oyuna katılmak istemiyor
Arkadaşlarından uzakta onları izliyor küskün, sessiz..

KIMSE BISEY DEMEDİ..

Az daha sevse kendini yitirirdi
Sevmezsen sevme dedi kadın.
Az kalsın ölecekken
Umrumda değil dedi sonra
Sonra..
Kimse demek istediğini demeden
Kapandı bir perde..
Acı ve gerçek karanlıkta kaldı
Kemirgen zamanlar boy verdi
Hiç kimse bişey demedi ama zinhar.

BİR NEVI SÖMÜRÜ..

Sömürülmüş duygular duygu sömürüyordu
Eline batmış dikeni gösterir gibi
Yüreğinde ki mıhları gösteriyordu dizeler
Karşısına alıp söyleyemedikleri ip ip dizilmişti gözlere
Naif naif döküyordu içini
Hem bütün dünya duysun der gibi
Hemde kaçma isteği aklının hep bir ucunda.
Deli gibi yaşama arzusu şavkıyordu, tükenmiş duruşun ardında..
Hepsini dinledim, yazdım onun kırılgan duygularında yaprak kıpırdatmadan..



20 Nisan 2018 Cuma

HERŞEY YOLUNA..

Alışmıyor insan hiç birseye zorunda bırakılıyor. Her zorunda bırakılan şey uygun koşullarda özüne ve sözüne dönüyor muhakkak..
Annem olsa domuzu kessen kanı ormana akar derdi ben biraz lafı evirdim.

CAN GERGEFTE..

Sürümcemeler asılıyor canı
Umut doyuruyor şu garip diyarı
Kendim yine inmez, tepemde
Güneşte çekip gitti en olmayacak yerde
kaldım ben yine bir gergefte
Güzel nakışlar çıkmaz simdi bu kederde
Ne varsa sök getir şu irinin kininden
Belki biraz unuturum şu iliğime sızan iğneleri, renksiz ruhları.







İSİM NEYDİ..

Bazı duyguları isimlendirmek çok zor
Adını bulamadıkça içinde tuhaf huzursuz bir boşluk
Anlamı gelene dibine çökenedek
Flue dolanır ruh ortalarda.
Insanın kendine ahmak demesi zor oluyor tabi..

BEN ARTIK..

Sen ben düzleminde gel git hayatlar
Kafam da herşeyin en ince ayrıntısı sancısı
Hakkın yerini bulması arzusu
En içten cana değmiş dileklerle
Görmek istiyorum kabulleri
Baharları renklendirmek mutlu bakışlarla
Ferah bir esinti saçlarımda
Dans etsin istiyorum.
geçmişçesine içimden bir huzur
Ben artık yeşil çam ezgileri mırıldanmak istiyorum.



19 Nisan 2018 Perşembe

YAPRAK YAPRAK DÖKÜLÜRKEN

İstersen psikoloğa gidelim
Bütün şairler yazarlar açlık ve sefalet içinde ölmüştür
Mutsuz musun
Bu ülkede şair yazardan bol ne var
Her önüne gelen birşey yazıyor
Delirdi bu ha
Eskidende normal değildi iyice uçtu
Bunu sen mi yazdın
Bunu kime yazdın
Bunu bana mı yazdın
Banada bişey yazsana
Abla ya şu resmin altına bişey söyle de yazayım
Hediyeye nota ne yazayım
Iyi biraz oyalansın ona iyi geldi
Iyice melonkolige bağladın ha
Şununla ilgili bişey de yazsana..

ÖFKE HARBİ..

İçimdeki öfke ürkütüyor beni
Onu dizginleyememekten korkuyorum
Zira tepemin tasına çok yakın dolaşıyor
Bu duygu bana yabanıl
Bu kin bu yüreğe eğrelti
Yapma yapma.
Sen bu değilsin
Yapma.

KENDİMMİŞ VAZGEÇTİĞİM..

Yorgunluk yaşama anlamını yitirdi
Yaşanamamışlara devşirdi kendini
Öyle titrek bir tedirginliğe bulaştım ki annem
Ellerin bile iyi gelemez çürümüş yaralarıma
Susturulmuş herşeyimin sızısı şuramda düğüm..
İkinci bir emre kadar durdurulmuş herşey
şair Ahmet Erhan tarafından ölüm bile 
bende bekledim anne
Sonra vazgeçtim,
anne vazgeçtim..
çok sonra anladım vazgeçtiğim kendimmiş..
Bende kitledim kendimi içime çıkarmıyorum insan içine anne
Çıkarmıyorum...

ŞOV YOK.

Kalabalığın içinde yer edinemeyen
Hayata hep muhalif düşen
Kalıplara sığmayan aciz bedenimin
Rol kesmesi gerektiğini düşünmüyorum bu hayata..
Dünyadayım çığlık çığlığa
Ve bu durumdan yeterincede muzdarip.
Gereksiz gösterilere gerek yok.
Çiçek bile yerini sevmeyince soluyor
Ben nasıl gül dökeyim cemalime.

SEN NE ARA..

Sen.. Sen ne zaman şiir oldun
Ne zaman haddini aştı anlam
Ilk hangi şair silkeledi
kalbine o sözsel ılıklığı hangi yazar düşürdü
Ruhun ne zamandır notalarda salınır
Bu kadar mavi, bu kadar siyah ne ara yer buldu göğünde
Ya bu koca umut ne zamandır kandili gecenin..
Meraktan.. mahzur gör..



Şimdi böyle bir yerde günü uğurlamak vardı
Tanrı şahit olsun tek kelime yazmazdım.. şiiri ben olurdum gün batımın.. en can alıcı mısralar gözümden okunurdu.. böyle bir yerde bitsin akşamlar. Bak bu bir umut.

18 Nisan 2018 Çarşamba

ÇALINMIŞ ŞEYLER..

Ne varsa çalınmış sesimden
Ne varsa koparılmış içimden
Ne varsa diri diri gömülmüş ömrümden
Ne varsa dolanan huzursuz huzursuz uzuvlarıma
Ne varsa sökülmüş umudumdan
Ne varsa zorla yere bıraktırılmış..
Saat 4:33 hemde bahar uyutmuyor.

HUZURSUZLUK..

Olmadık zaman uzmanlığım
Dengesiz uyku sorunum
İyi dediğimin üç vakitlik canı
Ufuk çizgisindeki göğü aydınlatan büyü
Huzursuzluğun kocaman kucakladığı ben
Iyice belirginleşen, kavrayan, kan akışımı hissettiren değişken gel git duygular
Sabaha karşı yaşadığım şu anlam kanaması..
Huzursuzum, huzurlanmam..


ÖZLEDİM..

Gün gece oluyor, gece gün
Hasretin birikiyor, birikiyor yüreğimde..
Madem ben gidemem sıcağına
Istemezsin artık beni..
Rüzgar varsın getirsin kokunu, güneş ısıtsın hep üşüyen o yeri incitmez ayaklarını
Madem ben senin bir daha tutamam avuçlarını
Kelebek konsun, o sıcağını kalbimde unuttuğun narin ellere..
Hasretin bir çiğ, yağıyor gecenin deminde, ıslanıyor her yerim..
Çok özledim diyemem
Ama, hisset isterim.

NİSAN AKŞAMI..


Hafiften geceye fon verin..
Bahar akşamı bu balkonlara yaseminin kokusu tütüyor
Tanrım deli ediyor beni bu..
Hafif bir dokunuş, ürperti serinlik tenlerde
Tepende de tek bir yıldız varsa sana göz kırpan
Serde de aşk..
Esir olursun bir nisan akşamına..


AYNI..

Dinsizin hakkından gelen imansızın, dinsizden bir farkı yoktur.

DURGUN...

Karanlığın içinden güzel birşeyler aşırdım yıldız tozu olmalı
Hengâmeden bir an olsun  duruldum
Alevlenen ne varsa sinire dair külüne su devirdim..
Kurbağa geldi sonra yanıma
Gölgesine şaşkın
Öpsem prens olur mu acaba diye yine içimden geçirdim
Sözü bak yine masala çevirdim..



Bak

Gül hanım tomurcuklanmış.
Bak bu bir umut.

GİTMEM GEREK..

Içimde tazelenmesi gereken bayat hisler
Sulanması gereken umutlar
Yıkanması gereken bakışlar
Gidilmesi gereken yollar
Görülmesi gereken dağlar
Denizler birikti yine..
Gitmem gerek.


17 Nisan 2018 Salı

BİLMEDİĞİM BİR YOLCULUK..

Artık yorgunluk tinsel
Artık ruhum baygın, manasız yatar kâğıtta..
Sorular sorular..
cevaplar cevaplara..
Nereye gideceğini bilmediğim bir seferdeyim
Belirsizlik, yolda bulduklarım gerisin sıra çağrdıklarım
Kitaplarda, insanda içimin karanlığında gördüklerim
Sözün ağırlığı, yaşın dinginliği
Melodinin tınısı
Maviye ulaşma arzusu
Iyi insan yüzü gözü hürmeti inancı belki de dünya da tutan bu.

SADECE İZLEDİM..

Sabrı sessizliğe taşıralı bir hayli oldu
Hissizleşeli ya da öyle sanalı
Seyre dalalı insanları
Nasıl kendilerini korumaya aldıklarını, nasıl korktuklarını
Nasıl sustuklarını, hayallerini gerçek gibi anlatışlarını..
Acıma yetime iğrençliklerini
Kötülüğü normalleştirme süreçlerini
Nasıl ezişlerini birbirlerini
Nasıl  yok sayışlarını izledim.
Çekilerek içimin dibine..
Öyle sessiz sessiz..





16 Nisan 2018 Pazartesi

BİLİN İSTERİM..

Parmaklarımın arasında pul pul dağılan herşeyim
canlı cansız..
Zaman vefasızlığı insan kaypaklığı
Yaşını başına alamamış insan ziyanları
Parmak yalayıcılar
Sözü ayrı özü ayrı dolananlar
Kuşlardan nefes dilendiren heyhat
Tarih çıkarımsızlar
Yürek oyucular
Kendinden başka kimseyi sevmezler
Dünyayı kendi etrafında dönen sanan gelişim kayıpları
Asla sahibi olamayacakları her şeyi kınayıcılar
Bu dünya çok büyük değil
Sopası yok bilin isterim.





HESAP..

Tarih hesap sormaz
Insan hesap sorar
Soran insanda feyz alır
O iş de yaş.

İŞ..

Bir işi para kazanmak için yapıyorsan o işi sevmiyorsun demektir.
Gönülden gelen iş umumîdir.
Halkı kucaklar, dünyayı kucaklar
Velhasıl kelam kalbi kucaklar.

ÇARPIK RUHLAR..

Çarpık kentleşen şehirlerden bozuk ruhlar doğuyordu gün doğumunda.
Sürüklenen uykular suratlarda hep uyuyor, kalkmıyordu..
Kirliydi ilişkiler, göç etmişti içtenlik uzak diyarlara
Yetersiz akıyordum sokaklara
Dilim dolanıyordu başıma,
Söylediğim laflar hep davacı bana
Sustukça kelimeler dökülüyor göğe
Tersine yağıyor, duman soluyor
Kenti öldürüyordum ruhumda.
Belkide yavaş yavaş beni.





MASUSCUKTAN..

Kendimi hep denize koşarak kaçarken
Bir dolabın içine saklanmışken
Basbas çığlık atarken yakalıyorum..
Aklımdan..

SABAHLAR...

Sabahlarıma karışmış sası yumurta ve ikinci sınıf yüzey temizleyici kokusu
Yerini yine bulamamış hayata karşı o soluksuz duruşum
Düzgün nefes almayı unuttuğum dakikalarım
Söylenenlerin temeline inme sorunum
Pekte yanıltmayan insanlar çözümüm
Neden, niçin sorularım
Hiç olmayacak yerlerde
Çocukça saklanma dürtüm
Ama yine de sabah altıda kalktığım sabahları sevmem beklemeyin benden.




15 Nisan 2018 Pazar

ESKİMİŞTİ HERKES..

Kaybetme korkusuyla koca bir köye son kez bakarken bir mezarlığa bakarcasına içim cız etti.
Herkes yaşlanmış ve yorgundu
Aklımda bıraktığım gibi değildi hiç bir kimse
Ve eskidim bu görselde..
Çocukluğumu aramaya koyuldum.
Bi kaç anıdan başka pek bişey gelmedi ele.


DAĞILMIŞ GÖLGE..

Hüzün buğusu ses tellerinde
göz kapaklarında bir taş yükü
Bir umut usulca, zorla kargaya ufak bir bakış
Acılı bakışı yere düşürüş.
Parmaklarının birbirine olan husumeti..
Beyninde dönüp duran aynı abuk çaresiz mırıldanmalar
Sigarasının külünün kendi ağır aksak yere bırakışı
Önünde soğumuş bir kahve, oturuyordu dünyanın herhangi bir köşesinde
Bozuk bir saat gibi.

14 Nisan 2018 Cumartesi

BÖYLE ACI..

Bütün vedalar dikilmiştir karşına
Şarkılar ümüğüne çöker kalbin
Sabahın gecene karışır
Donuk hisler yağma öncesi göğe keser
Nefesin dalar derinlere
Kalp atışın kulaklarında
Sezen abla haklı konuşur
Uyku peşinde dolanırsın, haylaz kaçar
İliklerinde böyle acı görülmemiş
Bitik düşersin yatağa..



DELER GEÇER..

Kalp ezilir, nefes baskı yapar, plansız kalır insan bak bu bir çaresizlik.
Bak bu ummazlık, bak bu bir kesik.
Kalpte kağıt kesiği hemde.
Herhangi bir iddaya yer verilmez, onmadık kırılır teli gönül bağın.
Düşülür candan ta cana. Geceye korku, acı hakimdir artık.
Parçalanmıştır minicik zerreler bile..
kayar hayat ayaklarından, söz çelme takar afallar ve düşersin kendinden..
İmdat dilersin, gecede kuşta yoktur bir imdata yetişecek
Ağlarsın ılık ılık, yok olursun yastıkta.

İNSANA UMUT..

İnsanlar yanıltmıyor ve şaşırtmıyor artık..
Ah şu umut varya umut.. insanlığa dair bitmeyen yüreğimde o bağlıyor  o!

OTOBÜSTE..

Makyajı fazla kaçmış ergenimiz
Şişeye düşmüş kokanca ablamız
Metroseksüel bayımız..
Sağımda ise
Ey koca akdeniz! dimağmı kurutan, ruhumu dizine yatıran
güzel su.
Yazdıklarıma yan göz bakmaya çalışan hanım kızımız
Özerk göbekli polis amcamız
Yeni yetme muavinimiz
Muhabbeti son bulmaz şoförümüz
Kulaklıklı uyuyan abimiz
Dökülen parmaklarımla beraber yolculuk yapıyoruz.
Fonda sezen ablamız.
İyi yolculuklar o vakit bize.

BATIMI GÜN..

Kuşlara emanet ettim birşeyleri..
Yorgun solgun güneşi gönderdim evine
Aşırı anlam yüklemesinden gerilmiş
Yorgun hisleri saldım çayıra
Gelincik, papatya, karahindiba çizdim gözümün daldığı boşluğa
Acı, gözyaşı tuzu serpili ruhum iyice yerleşti koltuğa
Yolları geçirmeye başladım içimden
Kalemi düşürdüm sesime
Yazdım, süzdüm..
sıza kaldım gün batımına.


DOĞRU İLETİŞİM..

Karşılıklı diyaloglar kurarken seçilen kelimeler çok önemli. Direkt yargılayıcı, öğüt verici, küçümseyici cümleler kurduğunuz takdirde konuşmada karşı taraf direkt iletişimi kesiyor ve kalkanlarını indiriyor. İletisime bir set örülüyor, korumaya çalışıyor kişi özsaygısını ve çözüm için başlamış iletişim hezimetle son buluyor.. birşey söylemeye çalışırken haksız duruma düşebiliyoruz. Bu sebepten kelimeler paldır küldür değil büyük bir incelik ve empati çerçevesinde kurulmalı ki sorunlar çözülebilsin, söylenmek istenilen tam aksadilsin dimi. Huzurmuzur olsun evrende..
Ha, buarada iletişim çift uçludur, bir taraf sağır kalırsa ya da amacı uzlaşmak değilse nafile bu dediklerim..

DÖNÜŞÜM..

Boynun borcuydu yaşadık
Kalbin lütfuydu sevdik
Kaderin tersiydi düştük
Adamın cinsiydi kovduk
Aklın cağıydı estik
Cana can değdi kırıldık
Doğanın rengiydi aldık
Topraktık döndük.


UMUT.

Bahar dönüp geliyorsa, doğa gebeyse umut hep var.
Hadi kalkın!

13 Nisan 2018 Cuma

KANDİL.

Bu yarıların hesabını Tanrı alacak!
Sıranı bekle.
Yüreğe düşen o kor seni bulacak
O yangın yakıp kavuracak!
Kandil umudu.

YAŞIM YAKTI..

Gözlerimi yaşın tuzu yakıyor.
Pişmanlıklar, zamansız gidişler tuzu çörenkliyor pınarcıklara
Ansız, istemsiz son buluşlar yakıyor ciğerleri..
Ve biliyorsunuz dünya kaldığı yerden devam ediyor.. bana yüz bin eksik.
Bin doğanla..

ÖLÜM.

Pişmanlık sıkıyor yüreği, bırakmıyor..
Ertelemelerin hesabı çok ağır terk-i diyar eylemişse ruh..
Gözünü açıp bakamıyor insan ölüm acısıyla yıkarken vedaları, vefa sızlıkları
Gelemedim, son kez göremedim ağıtları..
Rehbere bakıyor gözler yağışlı.. kalp erimiş.
ben şimdi kimi arıyacağım feryadı yakıyor yürekleri.
Kendi eksikliklerini hesaplıyor insan bir yas evinde..


12 Nisan 2018 Perşembe

BİR BABA..

Bir baba kalbin direğidir
Eksikliği hele hele yokluğu
yıkar, yarım bırakır evrende ruhu
Güvendir bir kere.. tam vermese bile güvendir baba
Sevilmektir, hissettiremese bile sıcaklıktır içte, güzel bir sızıdır burunda
Dededir sonra baba tutar elinden seni bakkala götürür, gezdirir..
Çekingenliğindir bazı..
Bütünklüktür ama baba parçalarını tüm tutan varlığın..
Aşktır o en ilkinden.


CANIMDIR..

Kelimelere sığınma talep ettiğim doğrudur. Dünyanın acısından koparsın, dünyanın acısını alsın diye yüreğimi tuzlayıp suya yatırdığım.. acısını alıp akıttığım kâğıda mürekkep canımdır.

SON BAKIŞLAR..

Karanlığı bakışlarımla delmeye çalışıyor
Yolu yine içimden geçiriyorum
Söylenecek sözün olmadığı, acıyı bir bakışla, belki bir omuz olarak paylaşılır mı bu bilmem ama paylaşmaya gidiyorum
Film şeridi hayatı geçiriyorum karanlıkta, son bakışını gözüme getirmeye çalışıyorum.. artık sevdiklerime bakarken bir daha göremezmişim gibi son bakış dokunuş topluyorum. Ben büyüdüm sevdiklerim yaşlandı korkuyorum.. gidemiyorum yanlarına kısıtlı izinler sorunsalı
Doğanın kanunu diyorlar ama korkuyorum işte.

ALİ AMCA..

Ve ölüm de var. Hatırlatır kendini bize. Bazı kayıplar insandan bişey söker alır. Bugün çocukluğumun bir anısı sanki alındı benden. Kendi halinde bir adamdı. Altı çocuğu var, hepsi için ayrı ayrı çabaladı.. çok çalışkandı vesselâm.. iyide yaşardı. ehli keyf adamdı ayrıca her akşam yemekten sonra bir tek koyar bağlamasını eline alır tıngırdatırdı.. bende onu izlerdim hayran hayran.. Laf olsun diye değil gerçekten iyi insandı Ali amcam. Mekanı cennet olsun. 😢

UYKU

Uyumak uyumak istiyorum saat öğle bir
Uyuyamıyorum uyuyamıyorum saat gece bir.
Işte olay bu.

NEYSE O..

Hayata rol yapamıyorum
Rahatsızsam suratımı asarım
Neşeliysem dans eder, şakırım
Huzursa ihtiyacım sığınma talep ederim kendime, doğaya
Sevince severken öldürebilirim, ayarsızım
Huzursuzsam sızım sızım sızlarım en ufak zerreme kadar
Küsmem ben kırılırım
Bir gülüşe tav olurum
Sevgisizsem şayet solarım..
Buda benim serbest stil yaşama becerim.

11 Nisan 2018 Çarşamba


Hepimiz acıya hakimiz kapatalım bu konuyu umuda geçelim mi.

ONARMAK..

İnsanı yine kendi onarır
Tek tek öpün ve yüzleşin yaranızla
Yeterince sahte zaten herşey
En azından kendinize dürüst olun kandırmayın yazık canınıza.

MIZMIZ..

Neysek o değildik işte
Alınmıştı oyuncağımız elimizden
Henüz oyuna doymamış, üstelik acıkmamıştık da
Zorla sokdular eve
Öyle huysuz öyle mızıltılı kaldık içerde
Aksi çabuk unutma yeteniğimizde düşürmüştük parkda
Vırvır çekilmez olduk.

BİRİLERİ..

Birileri büyümüş birileri küçülmüş
Birileri susmuş birileri haklanmış bundan
Birileri direnmiş birileri anlamaza yatmış
Birileri kesmiş birileri asmış
Birileri hep yanmış birileri körüklemiş
O birileri aslında yokmuş hep varmış gibiymiş
Herkes işine geleni almış
Hakikati asla.

DEĞMİŞTİ CANA..

Bir isyan bir yakarış yükselir arşa
Belli değmişti ta cana
Çaresizlik, imkânsızlık, haksızlık yakmıştı.. kavurmuştu eti.
Bütün güzel umutlar bir anda yok olmuştu
Sesi dolu bulut yağdı yağacak
Sadece anlatıyordu anlatıyordu
Iyi bi şeyler duymaya bir limana ihtiyacı vardı
Dostum tutta kaldıralım benim şu umudu der gibiydi bi çare..
El verdim.
Keşke fazlasını yapabilseydim.
Yapamadım.
Kapattı telefonu
Acısı hala kulaklarımda.

VAZGEÇME K

Vazgeçtim dediği yerden insan kendisiyle bir savaşa tutuşuyor..
Galiba yenilen pehlivan doymuyor güreşe
Kendine sarıyor.

AKDENİZ NAZLIDIR..

Bizde yağmur öyle hemen yağmaz; nazlı bir kızdır akdeniz önce yüzünü döker, baskın gri olur her yer, içine bunalır.. sabırlıdır yağmaz hemen.. bekle yağmur anca geceye yağar.

ANLAMA KITLIĞI..

Aşırı idrak yolu iltihapından çoğu anlama kıtlığı çekerim.
Şaşkınlığı mı maruz görün ya da görmeyin aklım almıyor benim komplike giyimli Dallas dizilerini.

SAIR KARIŞTI..

Şairinde kafası karışıktı belli
Dizeleri ordan oraya savurmuştu
Ne dediğini belki kendide bilmezdi
Şiirin içi dolmuş bariz
Kelimeler ayağa takılıyordu
Söyleyemedi yine canı gönülden istediğini
Kavuşturdu kara sinek düşlerini
Siirin gididişine bakın hele yürüyüşünden belli..

ÇOK YÜZLÜLÜK..

Hayatın daha kaç yüzü var bilmem
Gittikçe içinden çıkılmaz bir hal aldığı yüzsüzleştiği sabit
Beni benden daha ne kadar uzağa ata bilir bilmiyorum
Ama iğrençleşip, çirkefleşiyor..
Kanıma dokunuyor.
Susup susup dolduruyorum içimin ağrısını..
Yazmakta boşuna bir uğraş azalmıyor netleşiyor acı.. birikiyor.

10 Nisan 2018 Salı

Gitmek istediğin kendin olunca gidecek yerde kalmıyor.

İNSAN EVLADI..

Damaklarımda tam doyuma ulaşamamış kahvenin o buruk tadı
Rüzgar eser içime durmaz eserekli
Göğü söküpte atsan üstümüze
Kapatırmı bunca şeyi
Herkes çok iyi, o vakit ey insan evladı, kim bu kötü
Iyice eğilip baksan özüne
Sende kaybedersin o ağızdan çıkan bilmiş, kendinden emin sözü.



KİM BİLİR..

Ufak ufak kayıyorum aranızdan
Incitmeden sessiz sessiz..
Onmadık bir zamanın ortasında durmuşum gibi 
bütün zamanlar son bulmuş.. derin, sıyrık bir acı dolaşan damarlarımda.. belki en iyisi vazgeçmektir kim bile bilir ki..

Eksile eksile ilerliyorum anne
Çoğulcuydum, bilirsin..

BEYNİME SIÇRIYOR..

İçimden yine bir şeyler uçuyor, kopuyor sanki
Kuru bir inada evriliyorum
Keskinleşiyor tavırlar
Sert düşüyor bak yine yere adımlar
Sadece birinin bana bişey yapamıyacağımı söylemesi yetiyor alevlendiriyor külü..
Bu haleti ruhiye yükseltiyor beni
Çaldırıyor çanlarını aklın
Ben bu hissi iyi tanırım
Yaptıracaklarınıda..

9 Nisan 2018 Pazartesi

MARTI..

Birgün martı olacağım hepiniz göreceksiniz!
Özgür özgür uçuşacağım semalarda ahdım olsun!

LAZIM..

Görmek için uzaktan bakmak
Anlamak için susmak
Sevmek için emek emek sabır
Kalmak için bazı vazgeçmek
Bilgi için hiçlik
Umut için yaşamak yeterdi
Biz olayı abarttık galiba..

AŞK VE ŞİİR.

Gecenin ve gözlerimin verdiği yetkiye dayanarak
Bana şiirler okudu o gece..
Ben o mavi deryada kayboldum
Aşka siir değmişti bir kere
Başka türlüsü mümkün değildi
Bin kere yine yeniden sevdim.

İçimden insan geçmez
Öyle bir tenhalık

ULUSAM..

Keşke yazılanlarda çığlık atabilse
Ben şuraya kocaman bir çığlık, uluma filan bırakabilsem
Ihtiyaç duyuyorum buna
Siz beni çığlık bastı sayın
Olur mu!
Bunaldım.

İYİ İSTİRAHATLER..

Bir mesai çıkışı yorgun argın
Telaşa mahal vermeye dermanı kalmamış yürüyüşler
Alınması unutulmasın sakın ha ekmekler
Mutsuz monotonda sıkışmış gidişler
Otobüslerce, arabalarca suratsız yol alışlar
Sabırsız kornalar, uzayan konvoylar
Ne pişirsem kimi kafalar
Eve gitse ayağını uzatacak gövdeler
Sürmesi akmış, kravatı kaymış zümreler
Yaşamın ilk yarısını tamamlamış
Kazan kafalar..
Iyi istirahatler.

HAYAT

Gözlerden, kulaklardan, beyine
oradanda yüreğe düşen his damlasıdır hayat.
Sende ki seyridir dünyanın.

DAĞITMASIN..

Bitektir düşlerim aklımı sıksam fışkırıp akar
Umutlarım kurak bozkırlara dönüşdüğünden beri
Boy boy düşler sararttım göğe
Baktığım yerleri karalarım hoş, boş fikirlerle
Başka başka âlemlere revan olalı
Unutkan adımlarım yolları
Nereye gideceğim belirsiz
Geldiğim yara hala içimde
Mutsuzlukla emzirdiğim kelimeler emekler gözlerimde
Bundandır kaçışım sizden dağıtmasın ortalığı..


YAĞMUR ŞİİR..

Yağmur romantik yağıyor vesselâm
Şairane ruhlarda şiire dönüşmek üzere
Islak harfler dokunuyor kalbe
Yıkanmayı anımsatan damlalar pak bir huzura dönüşüyor
İrinlerinden arınmak, gözeneklerini açmak ruhun
İyi geliyor.
Bir karanfil düşüyor ansızın ıslak kaldırıma yüreğimden
Aşka dönüşüyor yağmur...

8 Nisan 2018 Pazar

SUSARAK GİTMİŞ..

Her siir eksik daha söylenememiş asıl istenen
Kelimeler yontulmuş bir usta inceliğinde, içine saklanmış anlam
Her insan giz, sözü başka yüzü başka
Asıl söz suskunlukta..
söylenen yürekten gelmiyor bildim
Koca koca susmuş kimse anlamamış
ilişik yaşarmış meğer
efendi çocukmuş
Atmış beynini kafasından kimse anlamadan.
Kıymış özüne terk eylemiş han'ı..

İŞ HAYATI..

Çalışırsın para verirler
Karşılığında yaşam enerjini çalarlar senden
Uyku taşır, uyku getirirsin eve
Başın düğüm, planlar kotalı
Yarın aynı bilirsin
Kullanacağın sözler, karşılaşacağın sorular bile aynı
Daha yer bulamamışken kendine..
Koca bir binaya sıkışıp kalırsın
Yerin belli, sözün bellidir
Gideceğin, geleceğin yer tatilin hepsi..
Kimse sevmez işini sende sevmezsin girersin o furyaya
Radyasyondan tehlikeli insanlarla karşılaşırsın, zamanla umudun kanar, tükenirsin..

DENİZ KIZI..

Ayı avuçlamış bir kadın
Denizi sıkmış koynuna
Saçlarından martılar uçuşmuş
Dilinde o eski şarkılar
Kulaklarına sözler fısıldayan şairler..
Yıldızlarını yakmış gözlerinin
Pullarını bırakarak ardında
Kaybolmuş denizde
Kimseler bir daha görmemiş o akdeniz kızını..

HİÇ TANIŞMADIM..


Aynı hüzün sarsmış bizi
Aynı çekilmiş kanımız
Aynı hiçlikte yürümüş hiç karşılaşmamışız.
Aynı duygu oymuş kalbimizi
Aynı şiir bozmuş ritmimizi
Yoksunluk hissi dayanmış kapımıza
Biz seninle hiç karşılaşmamışız.
Aynı krala isyan etmiş
Aynı toprağı paylaşmış
Benzer gecelerde zulüm görmüş
Sabaha zor atmışız canımızı
Biz seninle hiç karşılaşmamışız..
Aynı şekilde dermansız kusmuşuz hayatı
Aynı baş ağrısına yazmış
Ama tuhaf dimi biz seninle hiç karşılaşmamışız
Belki farklı zamanda geçmişizdir bu dünyadan ya da yanyana kim bilir..

ANLAM ARAMA SEANSLARI..

Uyanmaktır sadece bazen mutluluk; bitmez denen geceden çıkılmıştır, yorgun ama içinde bir yaşama kırıntısı..
Güçtür bilgi aslında ama acısı içindedir, değiştirilemez şeyler batar canına, çaresizlik çöker bazen soluna..
Anlaşılmamaktır çokça anlayan insanın vebali..
Anlamasalar da olur diyip, burun direği zonklatan hüznü kalpte gizli..
Ya anlamak, anlamlandırmak binlerce havada duyguya yer açmaktır aklında..
Huzurdur.. huzursuz ruhlara bir parmak çalınan.
Doğru sorudur her zaman kendine, dünyaya açılan kapı.
Ve o dünyada kendinde kaybolmaktır anlamlandırmak çoğu zaman..
Karmaşadır, karmaşıktır bazı, bazı da bir o kadar basit bu dünya ağrısı.



7 Nisan 2018 Cumartesi

*****

Mesela gülmek değil mesele artık kalbimi kandıramam.

HUZURSUZLUK DÖKÜNTÜSÜ..

Kaderden kopukluk
Direnme iç güdüsü
İnat, ister kuru deyin ister yaş
Uzatmak boyunu celleta bazıda
Huzursuzluk sarması yine olmadık zaman problemi
Bir omuza dayayıp başı bir an kavuşmak o kadim huzura
Kısacık bir zaman
Çoğu vakit aynı kaçık arzu
Derinden gelen
Beni abluka altına alan..
Ellerim havada
Ordan oraya yorgun kıvrılışlar
Düzensiz yaşama geçiş
Hücrem içimde saklı
Bu dünyada müebbet
Gelip geçici bir yolcu.



Koşarak kaçma isteği var ruhumda
Heryerden, herkesten, kendimden..

BOĞAZDA BİR KALP..

Her şeyi sıkı sıkı bastırdığım göğsüm ağrıyor
Geçmiyor nefes burnumdan
Esiri yaşamın, çapı daralmış varlığım
Heyecanı gitmiş elimin kolumun
Doruklarmış, görünmez olmuş
Donmuş kalmış akıp giden şeyler
Ileri geri sızmışım zamana
Nerde sızıp kaldığım bilinmez
Nerden kalkacağım bilinmez
Adım yok, yurdum yok
Taşıyacak beni göğe umudum da yok
Sözler tarafından çizilmiş atılmış bir kalbim var
Evet sadece bir kalbim var hissettiğim boğazımda..

6 Nisan 2018 Cuma

ESKİDEN..

Gemi yakmazdık biz canımızı yakardık
Aklımızı oyardık içine hümanisttik çiçekler ekerdik
Ovalarda açardık bahara müteakip gelincik olurduk yarada
Severdik, kusuru kendimizde arardık
Mavi mavi bakardık dünyaya
Budaktan kaçınmazdık
Özlemi, aşkı, sağcıyı, solcuyu sorardık
Cevap alamazdık aklımıza oturacak
Inançla çayır çimen arasında yatardık
Sırtımızda umut taşırdık bıçak değil
Hoyrattı dünya yorulduk
O sebepten..


İLK AKŞAM..

Gün içimden çekiliyordu yine
Olmadık saat uykusu asılıyordu
Tuhaf bir huzur gölgeleniyordu ruhuma
Beni bir sahile bırakıyordu
Aşırı birbirine girmiş duygular
Beni azad ediyordu galiba
Ruhum gün boyu gerildiği çarmıhtan indiriliyordu
Ve ilk akşam beni yılgın atıyordu yerlere..

YAKTI AŞK..

Yorulmuştu aşk
Ilgisiz kalmıştı haylice
Küsmüştü kalbine
Iramıştı kendinden ya da öyle görünüyordu
Küllenmiş gibi görünen bir kor közü içinde saklıydı aşk
Bulduğu ilk fırtınada alev aldı aşk..
Yaktı aşk.

DÜŞÜNÜLMÜŞ KONUŞMA..

Daha önce defalarca yapılmış bir konuşmanın gerçekleşmesiydi o konuşma. Kimsenin sesi titremedi, herşey düşünülmüş ve replikleri belli bir konuşma ceyran etmişti.. Herkes taşını dökmüş fırtına son bulmuştu sanki büyük fırtına öncesi sessizliği gibi bir sakinlik belki. Güçlü duran gitmiş, öbürü çökmüştü karman çorman bir sürü soruyla..

ESKİ TAKTİK AYNI HAMAM..

Klişe şeylerden söz edeceğim size işe yararlılığı baki..
Hala kaçan kovalanır miti devam ediyormuş
Hâlâ insan soyu kaybetmeden anlamıyormuş elindekinin değerini
Hala güzel elbiseleri giyip kuşanacağım, senin önünden geçip sana bakmayacağım taktiği işe yarıyormuş.
İnsanlar gitme sensiz yaşayamam diye ağlayana bakmıyor. Peki sen bilirsin bitti diyip dik durup gidenin peşinden gidiyormuş. Masal hiç değişmemiş bildim. Arkadaşlar.

5 Nisan 2018 Perşembe

SUÇ BİZDE..

Hepimiz bir parça suçluyduk elbet şikayet ettiğimiz oluşumlardan.
Susmakla, yutmakla, hatalı seçimlerle, öfkeye yenilmekle, hırsta bileylenmekle, arzuya esir olmakla, görmezden gelmek, dokunmayan yılan mitiyle..
Hepimiz suçluyduk ben kadar, sen kadar, zaman kadar, suçladığımız herşey kadar.
Senin bu kadar büyük bir acı çektiğini bilmiyordum dedi adam..
Kadın gözlerini yere kaçırdı.

4 Nisan 2018 Çarşamba

UÇTU UÇTU..

Aklın sınırlarını genişleteyim derken bide baktım ki akıl çitleri aşmış uçmuş gitmiş. Avucumda alıngan, kırılgan bir kalpten başka hiç birşey kalmamış.

BEN OLMAM Kİ O ZAMAN..

Kendimden vazgeçmemi istiyor bu hayat.
Düşüncelerimden, kitaplarımdan, melodilerimden, fikrimden, sözlerimden uzak durmamı diretiyor bana..
Bu hayat beni almak istiyor benden.

EN ŞANSLI!

Bana senin yanında olmakla hergün ne kadar şanslı bir insan olduğumu hissettiriyorsun.
Beni ben olarak sevdiğin, değiştirmeye çalışmadığın beni bir şaire dönüştürdüğün, solmama izin vermediğin için bu coğrafyanın en şanslı kadını hissediyorum.
Yetmez ama seni seviyorum gülen yüzüm.

SÖYLEMLER EYLEMLER..

Söylenenle değil hissettirilenle  ilgileniyorum..
Ve koca evrende bir çaputluk yer bulamıyorum kendime..
Yokmuş gibi hissediyorum.

AKKUYU..

Seni de çalıyorlarmış düşlerimden duydum
Bıraktığım gibi değilmişsin
Kuru kalabalıklar gelmiş yalnızılığına
Inşaat çalışmaları varmış her yerinde
Dağlarınıda delik deşik etmişler
Büyük projeymişsin..
Istihdam olacakmış mışsın
Suyun ısınacak, balıkların değişecekmiş
Duydum ilçe bile olabilir mişsin
Seni de çalıyorlarmış düşlerimden duydum...


DERE AKIYOR DERE..

Yaşlı bir adam gençliğini arıyordu
Geçmişe gözünü dikerek dağlarda teke gibi dolaştığı zamanlar dolduruyordu bakışlarını... gücü yetmiyormuş, dağlara çıkıpta geri dönememek korkusu sarmış, gidemezmiş gayrı..
Eskiden nisanda yaylaya çıktıklarını, ekimde döndüklerini, kurdukları çadırları anlattı. Annemle aynı seyleri anlatması heyecanlandırmıştı beni, kulak kesildim. Dere akıyor dere, kumunu sere sere diye bir türkü çığırtarak gitti amca, aynı dedem gibi.. o da çığırır dertli dertli ooyyy sarı yaylam seni yaylayamadım da diye diye.. hasret salar yaylara.

3 Nisan 2018 Salı

SES VURDU BENİ..

Herkes uyudu yine bir ben kaldım
Ayaklarım buz yüreğim köz
Bir sözün haklılığı çarpmıştı beni
Çarpıkdı bende herşey ve yerleşimi de öyleydi
Söz beli büküp iki kelam edemizdim ben
Doğru söylüyordu ses..
Acınacak durumdaydım.
Haklıydı ses..
Lafügüzafdı yazdıklarım.

YÜZLEŞME!

Ne olursun bir kelime dahi etme!!
Acıdan, kederden öleceğim.
Ezikliğimi iliklerimde hissettim
Yapma!
... ve kadın ağladı.
Seni seviyorum dedi öperek adama.
Adam sustu ve şöyle dedi seni korumaya çalıştığı mı biliyorsun dimi..
Biliyorum.
...

HAKİKAT ÜSTÜNE..

Hakikatin işi ne kadarda zor halbuki yalan elini kolunu sallaya sallaya rahat rahat gezebiliyor.

GİZLİ BİR UMUT..

Yokmuş gibi gelsede çoğunlukta
Halbuki kenarda kıyıda köşede gizli bir umut kaldırıyor beni çöktüğüm yerden
Çıkmayınca can çıkmıyor işte umut bedenden
Umutsuzluk çokça kuşatsada etrafımı
Ellerinde kaldırsa yukarı tırsmış..
Sanki bana has bir umut yaşıyor bir yerlerde
Ve şu söz yükseliyor yine tavana kadar
Güzel günler göreceğiz çocuklar diye diye yankılanıyor her hücremde..
Benim gözlerimde yıldızlar parlıyor
Ay güneşe kavuşuyor sanki
Öyle bir an.

BELKİ YARIN..

Kısık seste pişmiş öfkem
Homur homur duygularım
Düşünsel serüvenlerim
Dağ tepe kaçışlarım
Yakamda eksik olmaz hüzün gülüm
Ceplerimde karalama mısralarım
Günü de belli değil ki bitsin bu zülum
Belki yarın ne dersin LENA belki yarından da yakın.

YOK OLUYORUM..

Sorun şu ki ben içime düştüm
Çırpındıkça battığım bir balçık içim
Sanırım kayboluyorum kendi kıyılarımda.
Nefessiz, sessiz yok oluyorum
Varoluşsal bir sancıda..

ESKİ BİR HÜZÜN..

Bu hüzün eski bir hüzün aktarımlı..
devam eden edecek..
Kalmış bize, o sebepten hep eski, yıpranmış, oturmaz üstümüze
Dağıtma yolu bildiğimiz bir yudum gök taşımak yüreğe
Yaşadığını ispatlarcasına derin derin mavi çekmek
Hissetmek varlığını kayıp gezegende
İz aramak olmak kaygısında
Korku, acı,  kayıp üçgeninde gidip gelmek..
Belki bir gün dönmemek kuşkusunda.



Yüreğe sıkıştırılmış bir kaç kelime bu kalp ağrısı.

YÜKLÜ SÖZCÜKLER..

Içim gölleniyor yine burda suskun bir kederde
Gardım yine düştü yüzüm yerde
Ayağımda prangam kelimelerce
Mantık kaybı kanamasından aklım hep zerre zerre
Yağmaz oldu hiç birşeyim kurak bu çölde
Baykuş dünemiş, örümcek ağ bağlamış yüreğimse yine lime lime..
Az olsun almamış kalbin ağrısını
Döktüğüm şuracığa bir kaç kelimede..




ANLATAMADIK..

Derin bir çizik yaşam
Kalpten alına şavkımış
Dik bir uçurum zaman
Dikkatli adımladığımız..
Denge problemi olanların boyladığı dip
Kiminin gülerek izlediği ufuk
Kiminin yere daha derine dikdiği donmuş bakış..
Yarım bir cümle tamamlanması pek mümkün görünmeyen
Kaf dağının ardında ki yüce burun
Zümrütü anka yürek
Akmış tonlarca mürekkep kalp meydanlarında
Kolay yol kaçmak
Zor olan anlatmakmış..


HALSİZİM..

Gecede savuşturulmuş fikirler
Güne hayrı olmayan dökülüşler
Kestirilemez tavırlar
Bulmaktan yorulduklarım
Kuru koca kalabalıklar
Başa bela sözüm
Öğrenilmiş çaresizlikler, hep bir vazgeçişler
Umudu da kesişler
Yanlış durak bekleyişler belki
Kalkmaya da mecalim yok hani..




SIRTI DÜNYAYA DÖNÜK..

Hayata sırtını dönmüş yüzlerce kadın
Saçlarına ördükleri dağınık bi hüzün
Bohçalara saklanmış gelecek yarın
Sandık lekesi kalplerinde çok bekletilmiş onlarca hayalin
Sığınma talep edilmiş bir kalbin
Yarası kalmış teninde..
Minicik elleriyle tutunmuş dünyada da çok görülmüş hep varolmak.


2 Nisan 2018 Pazartesi

ŞAFAĞA YAKIN..

Ortalık fena karışık
çıt çıkmıyor geceden
Çıt çıkmıyor bir serden
Ortalık zifirimi zifiri sağır
Ses ulaşmıyor yüreğe
Ortalık ağır suskun
Korkarım çığlığından
Yakınmı ola şafak
Bu ağır karanlık niye..

ZOR OLACAK..

Ya diyemediklerimiz yara olmuyacak mı canda
Ya onca kursakta umut daha öldürücü değil mi tütünden
Mavisini çalan evrenin bunca hırsız
Ayağı hep aksak düzen
Öcü sevgisinin hep aşmış insan
Bitmiycek mi taht kavgaları
Son bulmuycak mı çok acı
Susulmuş kurumuş kalmış harfler
Yapışmayacak mı boğazına
Nefes almak zorlaşmayacak mı
Zorlaşacak!


TEKERRÜR..

Tarihe not düşülmüş, tekerrürden kurtulamamış
Peh, geçen zamanmış yaşlanan dünya, trajedi aynıymış
Oyuncular aynı, yalamalar aynı
Çırpınışlar, boğulmalar keza
Geldik mi yine aynı noktaya boşu boşuna mitine dayandık mı yine
Ne söylesem boş
Alan memnun satan çok memnun
Küfeyi dolduran pek memnun
Ezilen yine şarap
Mahzende alsın tadını
Gelecek yıllara sunuma hazır..
Neyse.

DALGALI SULAR..

Bir şiir beliriyor kulaklarımda
Bir türkü çalınıyor yüreğime
Bir melodi ruhumu yüzdürüyor sazlıklarda
Bir söz yarıyor beni ikiye
Ezberim şaşırıyor.
Bir insan geliyor
Çekiyor beni paçamdan..
Bir adam alıyor beni göğe uçuruyor
o adam bazen de bir gelip düşürüyor toprağa yaşımı
Ben bir geliyorum bahar solumuş ciğerlerime, bülbül gibi şakıyorum
Sonra dolu dolu gri bulutlar kaplıyor içimi
Devriliyorum kâğıda yüzü koyun..
Halbuki çamaşırları sermeliyim.

HİÇ..

Ne mi yapıyorum..
Onu ben dahi bilmiyorum.
Fazla uzağa gitmiş olamaz diyorum özüm..
Bir ağacın tepesinde bazen bazen de sahilde yakalıyorum onu tam zamanında atlayacakken denize tutup getiriyorum kulağından
Bazense saklanmış bir köşede buluyorum onu,
ağlamaklı kaldırıp nemli gözlerini bakıyor bana acımtırak
Tutup bastırıyorum onu yüreğime..
Acısını alıyorum.
Sever çiçekleri diye çiçekler ekiyorum.. gülümsesin hüznü
Güzelleşsin dünyası istiyorum
Koşuşturmaca işte...


DÜNYAN NE KADAR..

Algıladığım, yaşadığım, hissettiğim kadar var bu dünya
Onun bende ki seyri kadar
Baktığım pencere, tuttuğum el
Çektiğim derin bir aah kadar
Aklına oturttuğun, kalbinde açtığın alan kadar
Sende kalan, sende yanan alev kadar dünya
İçin kadar aslında..
Sen zengin bir dünyaya sahipsen  zengin..
sen dar bir sarmalda yol alıyorsan fakirdir dünya
Ne demişti Hayyam
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok..


1 Nisan 2018 Pazar

GÖNLÜMÜ ÇALANDA..

Bana nasıl baktığını siz görmediniz
Gözleriyle bir efsun dağıtıyor
Kontrol alanına giriyorum
sesinden damarlarıma yayılan ses dalgalarını hiç demiyeyim
Elim ayağım boşalıyor
Bana uydururken o şarkıların sözlerini benliğimin silikleşmesi ve kaybolmam..
hiçlikte bulunmuş bir mucize gibi
Kalbimde korkarak taşıdığım incinmeseninden ve bu rüyanın son bulmasından
Tarifsiz bir korku..
Tarifiz bir aşk bana yaşattığı..

MUTLUYMUŞ GİBİ..

Nerdeyse gülümsemeyen fotoğraf koymayan yok aramızda, hepimiz muntazam gülüp üzerine filtreyle de mükemmel görünüyoruz fotoğraflarda. Ama insan gerçekten, içten gülerken çirkin olur. Yapmacık gülüp, mutluluk pozları kasıyorsunuz.. niye bilmiyorum ama bende yapıyorum bunu. Sahteyiz dimi yeterince..

MASKE..

Acısına makyaj yapmıştı kadın
Ağlama izlerine fondöten, kapatıcı ne bulduysa çalmıştı işte
Saçlarını yolmuştu gece sabaha üzerini düzleştirmişti
En sahte gülüşünü takmıştı yüzüne
Dik duruşuna katkı olsun on cm yardım almıştı
Üzerine sinmiş tütün kokusunu da parfümle bastırmıştı
Hazırdı aranıza karışmaya
Içindeki fırtınayı istifleyerek..
Tam takır, şıkır şıkır..
gitti..

BATAN GÜN..

Günü yine batırdık bilmem kaçıncı kez
Yoluda baya yarıladık hani
Kaça kaça içimize..
Saklanıp kalbin bir odacağına
Devirdik işte.. önce bir günü belki sonra da koca bir ömürü..
Sonra acıyı da dökeriz ortalığa
Ortaya histerik kahkahalarla
Bir büyüğü daha devirdik mi
Sabaha yeni bişey olur mu acaba umuduyla yaşarız diyorum yine ne dersin..
...
-YAŞARIZ!!!



SAYGILAR EFEM..

Hatırı kalmamış bir şeyler
Yüzden düşmüş kırık parçalar
Kısır döngü buhranı
Içinde kokuşmuş niyetler
Üstüne vicdan bile kasılmamış haklılıklar
Ardı bozuk, önü bozuk ruhlar
Yarayla alay etmiş, bant olmaz insanlar
Maddecilik boyutunu aşamamış kanımca aşamayacak cüceler
Kalbi çürümüş, kokusu etrafı sarmış kendinden bir haber siluetler
Her şeyi biliciler, kurnazlar
Az seviciler, dünyalık rahat ediciler
Pofpoflanma arzusuyla çakmak çaksan patlayacaklar
Gülüyorum hepinize kocaman gülümsüyorum
Saygılar efem.





Arzuhal

Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi Manasız anlamlar kurgulamak belki  Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum Bu zor kaygan ze...