Bir acayip haller baş göstermeye başladı bende; kırıldım, koptum, uzaklaştım sanki.. Tam olarak adlandıramadığım bir hal. Hayattan birşeyler almaya, vermeye çalışırken oldu ...
Aslında bu kırılma, tam olarak üniversitede hocanın birinin sorduğu o soruyla başladı. Aynı soru herkeste aynı izi bıraktımı bilmem ama ben o gün bu gündür ‘ben kimim’? sorusunun peşinde dolanıyorum. Bu soruyla boğuşurken birde, varoluşsal yaralarımla karşılaştım. Ve başladım kabuklarıyla oynamaya.. Kanadımda, kanttımda. Kendimi, dünyayı, insanları ve doğayı anlamaya çalıştım.. Gülün kalbini, mazlumun acsını, insanların hallerini hepsini görmeye çalıştım. yalnız anladığım kadar anlaşıldım mı orası meçhul.. Bazen şunu diyorum onca anlayıp şunca anlaşılmamakta laneti gibi geliyor bu hayatın. Ama olsun diyorum anlamasalar da olur..
Neyse dönelim ben kimim sorusuna; her gün her an değişen insanın kendini aramaya çalışması da ayrı bir ironi gibi geliyor artık bana.. Tam buldum! Tamam ben buyum derken, kendindem çok uzağa savrulmuş gibi... Bulduğumu sandıkça , uzaklaştımda, koptumda. Korkularımlada yüzleştim, kaçtımda en acayip insanlık hallerinide anlamaya çalıştım, donup kaldımda.. içimdeki canavarlada boğuştum durdum. Onu durdurabidiğim de oldu baş edemediğimde ama içimdeki canavarın farkındasın en azından dedim bununla avundum.
Bu süreçte bana en çok edebiyatçılar yardımcı oldu. Kah bir şiirde buldum kendimi kah bir romanda kayboldum. Yok ya bizden birşey olmaz da dedim. Hayır biz yapabilirizde .. Kendimle ve dünyayla çıktığım bu serüvende onlar her anımda benimleydi. Ve onların varlığı; kendi dünyasında yaşayan kendini mükemellikle kutsamış, ben yapmam model insanlardan uzaklaştırdı beni. Dünyayı, büyük acıları, memleketin halini umursamayan,eleştirmeyen, rahatsız olmayan., bu insanlardan rahatsız oldum. Rahatsız olmayanlardan, bana dokunmayan bin yaşasın diyenlerden, başkasının yanan evine sevinen insanlardan yoruldum.
Evet bana bir haller oldu epey önce.. soğudum, uzaklaştım, kırıldım.. Koptum bir yerde, döndüğümde oldu yalnız fazla kalamadım.. kalamıyorum.
Arzuhal
Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi Manasız anlamlar kurgulamak belki Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum Bu zor kaygan ze...
-
Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi Manasız anlamlar kurgulamak belki Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum Bu zor kaygan ze...
-
Birşeyler bir zamanlar anlamlı ve değerliydi Öyle olmalıydı en azından.. Mevsimsiz düşmezdi dalından hiç bir canlı ve cümle.. kesin öyley...
-
Poz kestiğimi düşündüğüm zaman hayata kendimden buz gibi soğuyorum.. Sanırım ben en çokta kendime soğuyorum..
-
Bu kez eksik değil Bu kez fazlayız! En azından konuya da hakimiz.
-
Dahil olduğum pazar Ey çiçeği belinde, güneşi göğsünde pazar Dumanı üstünde ince belli bardak Sevgili çekirdek ailem, huzur Aşağıdan gel...
-
Bir keresinde değil çoğu keresinde silkinip kalktım Yere attığım toza buladığım o şeyi sildim tekrar başladım Kovalarken hayatı artık kaçı...
-
Beylik kelimeler beylik işler zamanı geçmiş yaprak dökümü başlamıştı yaşamın.
-
Az daha sevse kendini yitirirdi Sevmezsen sevme dedi kadın. Az kalsın ölecekken Umrumda değil dedi sonra Sonra.. Kimse demek istediğini...
-
Içimde öyle çok ki keder Akar durmaz artık bentsiz bir su Suali sorulmakta dünün Bugüne hesabı ağır Çekilmekte her yerim buz gibi olana ...
-
Kuşlara emanet ettim birşeyleri.. Yorgun solgun güneşi gönderdim evine Aşırı anlam yüklemesinden gerilmiş Yorgun hisleri saldım çayıra G...