Dün gece yaşadığım histerik krizin içinde, yer yer hıçkırıkla karışık ağladım.. Aynı cümleyi defalarca yazdım. İyi anla! Unutma artık, öğren şunu kızım diye diye.. Sorgulamak yok! sorgulamak yok! yazdım, defalarca, bir ingilizce ödevi titizliğinde tekrar tekrar..
Durdum bir an.. bıraktım kalemi elimden baktım yazdıklarıma... Kafamı tavana diktim 'Tanrım! artık beni duymadığına, görmediğine karar verdim.. Bak yoruldum duyuyormusun? Çok kırıldım, canım yandı' dedim.. iç çeke çeke. Beni duyduğunu gördüğünü, umdum..
Alkol yoktu evde, kolayla kafa buldum.. Ciğerlerim yanıncaya kadar sigara içtim. Öyle,öyle bitkin düştüm ki elim, ayağım, ruhum kesildi.. Canım çekildi. Fırtına sonrası deniz gibi duruldum, bütün ruhumdaki pislıkler kıyıya vurmuştu sanki.. Son kalem sigaramıda içtim.Yarı ölü girdim yatağa, uykuda yarı ölüm hali sayılmazmıydı? Dün gece sanırım ben öldüm... Halisülasyon gibi rüyalar.. saat başı uyanışlar, iğrenç alarm sesi..
Doğal olarak sabah kendimi kalkmaya ikna etmemde pek kolay olamadı.Zor bela kaldırdım bedenimi, ruhumsa hala firardaydı. Ayaklarımı sürüye sürüye gittim banyoya. Geçtim aynanın karşısına.. Uzun uzun baktım.. acınası silüetime. Gözlerim şişmiş ve küçülmüş, fırtınadan kaldığı bariz. Hüzün saçlarımla beraber omuzlarımdan dökülmüş. Omuzlarımsa çökmüş..Yatak odasına gitmeye çalışıyorum, baktım yürüyüşüm bile penguenleşmiş..
Göz altlarımdaki halkalar ve kayan şaftımı düzeltmek için her zamanki gibi derhal savaş boyalarımı sürdüm yüzüme.. Sırıtmasın zavallılığım diye..
Hayalet olarak karıştım aranıza bugün. Ben sizi ve sizin her halinizi gördüm; ama siz beni fark bile etmediniz. En iyi, en güzel sizindi ve mükemellikle kutsanmış gibiydiniz.. Uzun uzun baktım saklamaya çalıştığınız, o mutsuzluk pozlarınıza, her gün bahsettiğiniz aynı yalanlara..Baktım, baktım.. gördüm. Ben sizi gördüm de siz beni asla.
Dün gece olan her neyse, bütün insanlık maskelerimi yatakta bırakmıştım. Hiç olmadığım kadar kendim hissediyordum. Size, hayata poz kesmiyordum, sis perdeleri kalkmıştı sanki. Şöyle bir şey çıktı ağzımdan ' güçlü olmaya çalışma! Bırak doya doya yaşa zavallılığını. Görmüyormusun paçalarımızdan akıyor zavallılığımız.'
Üşümek bile üşüyor
Ben çok uzundur üşüyorum Bir ben değilim ama İnsanlar üşüyor, ayrılıklar üşüyor El örgüsü kaşkol üşüyor Dört duvarı soğuk karakollar üşüy...
-
Bilmediğim bir dilde acı çekiyorum sanki Anlatamam. Canıma batan bir kıymık parçası Gezinen içimde.. merkez üssü kalbim Dağılır bütün v...
-
Hakikatin işi ne kadarda zor halbuki yalan elini kolunu sallaya sallaya rahat rahat gezebiliyor.
-
Elimden hiç bir şey gelmez Acıya dil vermekten başka
-
Uzaklar neresiydi acaba Bulan varmıydı Ben hiç gitmişmiydim birinden, bir yerden Düzen bozanından.. Cesurmuydum şu hayata Korkak, temki...
-
Bütün sevilmediğim kapılara kendimi sevdirmeye gittim bugün.
-
Tezliği gitmiş canın Kovalarken bekler gözler olmuş insan Sabrı kalmaz kendine Kelimeler gelmez yerine Hayat pencereden süzülen ışık gi...
-
Bütün herşey bir valize sığar mı Bir valiz ne kadar kırgınlık alır Yürek bir valize girer mi mesela Gitmek; ne kadar uzağa gitmektir Kal...
-
Virajlı yolda bir tırın arkasına takılıp kalmış şoför sabırsızlığıyla birlikte, şehirinde bitmeyen yol çalışmaları olan halkın sinir harbini...
-
Denize karşı söylenmiş ne çok söz var Tamda karşısında bitirilmiş, başlanmış..umulmuş. verilmiş şeyler Dikilmiş gözler, dökülmüş tonlarc...
-
Un ufak olduk Günü birbirine uladık Pek değişiklik eklemedik O ağır hiçlikte yattık kalktık.. yattık kalktık. Hep aynı hep aynı..