2 Mayıs 2017 Salı

KÖKLERİMDEN UZAĞA

Ne yaşadıkda biz, köklerimizden bu kadar uzağa savrulduk.. Ne oldu bize , nasıl oldu, ne okuduk, neydi gördüğümüz, neydi işittiğimiz de artık dünyaya aynı pencereden bakamaz hallerdeyiz..
Halil Cibranın dediği gibisi, oldu muhakkak' biz yaşamın çocuklarıyız ' artık onların, değil.. Değiştik, evrildik çokçada devrildik biz.. umuttu bizimkisi, hep güzel olsundu istediğimiz... Okuduk, çok okuduk ve okuduklarımız ne okullarda okutulanlara benziyordu nede anlattıklarınıza..kafamız karıştı, olmaz, bu kadarıda olamaz, yok daha neler.. yuh dedik! Bunu bize yapmazlar bile dediğimiz oldu.. Bize böyle öğretilmemişti, neydi bunlar... Kafam karıştı öyle böyle değildi.. Velhasıl kelam merak ettik, araştırdık.. Beynimiz yandı, bulandı.. köklerle uyuşmazlık vardı, biri yalan söylüyordu peki kim? Herşey birbirine girmişti sanki, ama iyiydi berreklaşmadan önceki son evreydi... Anlamaya ve anlamlandırmaya başlıyor, empati kuruyor, aynı olmamanın kusur olmadığını ve herkesin bizi kandırabileceğini biliyorduk. Canımız yanmadı mı? Çok yandı.. Bugüne kadar öğrendiklerimiz hikaye kaldı.
 Aslında o kadar onlarken, o kadar da onlar değildik artık. Doğru onlara benzerdi kaşımız, gözümüz, hele bazende tutan şu kuru inadımız; ama artık aynı değildi , baktığımızda gördüğümüz, duyduğumuzdan anladığımız. Biz çocukları, onların çocukları değildik, biz artık yaşamın çocuklarıydık. Ve onlar bizi olduğumuz gibi kabul etmeliydi. Anlamaya çalışmalı sevmeliydiler sebesiz.. Bütün analar ve babalar biyolojik olanda, devlet olanda..

Arzuhal

Kusursuz intiharlar yaratmak istiyorum hanfendi Manasız anlamlar kurgulamak belki  Anladığım kadarıyla anlaşılmak istiyorum Bu zor kaygan ze...